Kayıt
24 Mayıs 2007
Mesajlar
3.806
Beğeniler
55
Şehir
İzmir, Bornova
ULUSLARARASI ACİL NUMARA: 112

Eger telefonunuz kapsama alani disindaysa,ve acil bir durum var ise,112
çevirin.Varolan herhangi bir network bulunup,yardim isteyebilirsiniz.
Daha enteresani,tus takiminiz kilitli olsa dahi,112 çevrilebilir.
 
Kayıt
24 Mayıs 2007
Mesajlar
3.806
Beğeniler
55
Şehir
İzmir, Bornova
EGER UZAKTAN KUMANDALI ARAÇ ANAHTARINIZI ARACINIZDA
KİLİTLİ UNUTURSANIZ:


Aracinizin yedek anahtari baska birinde varsa,(aradaki mesafe ne olursa olsun)
o kisiyi cep telefonunuzla arayin.Aracinizin kapisina 25-30 cm
uzaktacep telefonunuzu tutun,karsi taraf da yedek anahtarin açma dügmesine(cep
telefonuna yakin bir mesafede tutarak) bassin.Kapiniz açilacaktir.
Bagaj için de geçerlidir.


Not denemedim ama deneyenler sonuc bildirsin :mrgreen:
 
Kayıt
24 Mayıs 2007
Mesajlar
3.806
Beğeniler
55
Şehir
İzmir, Bornova
GİZLİ PİL GÜCÜ :

Eger ceptelefonunuzun pili çok düsükse ve acil bir telefon bekliyor
iseniz;

Nokialar,rezerve pile sahiptir.*3370# tuslarina
basarak,telefonunuzu,rezerv
pille çalisir hale getirebilirsiniz.Cihaziniz pil seviyesinde % 50 artis
gösterecek ve telefonunuzu sarj ettiginizde,rezerv piliniz de tekrar
dolacaktir.
 

pfffffff

Aileden
Kayıt
13 Mart 2007
Mesajlar
5.420
Beğeniler
0
Çalışmaların için teşekkürlerTWEETY
Herkezin bilmesi gereken konulardır.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Murathepin En Güncel Teknelojı Haberlerı:
Cep telefonunda, PIN yerine iris tarayıcı
Oki MobileIris isimli yazılım, cep telefonlarına yüksek güvenlik sunuyor. Bu yazılım sayesinde telefon, PIN numarası girmek yerine insan gözünün tanınması ile çalışıyor.Dünyanın önde gelen teknoloji firmalarından Oki’nin, insan gözünün tanınmasına ilişkin geliştirdiği MobileIris isimli yazılımın, 2007'nin üçüncü çeyreğinde piyasaya sunulması bekleniyor.
MobileIris isimli yazılım, insan gözünün tanınmasına ilişkin Iris Recognition (İris Tanıma) algoritmalarına dayanıyor. Tarayıcı, Windows ve Symbian taban

lı Smartphone'larda çalışıyor ve dahili hafıza içinde en fazla 200 KB yer kaplıyor.

İris tarayıcı, uygun donatılmış cep telefonunda sadece tanımlanmış olan kullanıcıya erişim hakkı veriyor. En az 1 megapiksel çözünürlükte bir kamerayı şart koşan sistemle, iris tanıma işlemi yarım saniyeden daha kısa bir sürede gerçekleşiyor.

MobileIris isimli yazılım sayesinde kullanıcılar artıkmobil cihazlarını güvenlikli olarak çok rahat bir şekilde kullanabilecekler. Bu teknoloji, PIN numaraları girmek gibi geleneksel yöntemlere kıyasla daha hassas ve kolay yetkilendirme sağlıyor.

Oki, geliştirdiği İris Tanıma teknolojisini Kasım 2006’da duyurmuştu. İris tanıma teknolojisi insan gözündeki iris tabakasından hareketle yetkilendirme sağlıyor. İnsan gözündeki iris tabakası oldukça karmaşık ve benzersiz bir yapıya sahip olduğundan güvenlik açısından taklit edilmesi son derece zor. Bu yüzden iris tanıma yöntemi, güvenlik sistemlerinde yüksek seviyede güvenlik sağlıyor.
Kalp krizini haber veren kolye
Uluslararası Elektrokardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Görenek, hastaların yanlarında taşıyabilecekleri kolye şeklindeki küçük cihazlarla kalp çarpıntısı sırasındaki EKG’lerini hekimlerinin bilgisayarlarına ulaştırmalarının mümkün olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Görenek, özellikle kalp çarpıntısı yakınması olan hastaların her çapıntıları olduğunda hastaneye ya da hekime ulaşmasının gerekli olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Bu sistemde hekim bir cep telefonu mesajıyla uyarılıyor. Bilgisayarında hastanın yolladığı EKG’yi görüyor. Daha sonra da hastasını arayan hekim, hemen hastaneye gitmesini ya da telaş etmemesini söylüyor.”
Sivrisinekler, Dolunayda Daha Tehlikeli (31.07.2007)
Sıcakların başlamasıyla ortaya çıkan ve büyük sıkıntı yaratan sivrisineklerin, güneşin doğuşu ve batışı sırasında daha fazla aktif olduğu, dolunay dönemlerinde aktivitelerinde 500 kattan fazla artış gerçekleştiği belirtildi.

Sivrisinek kovucu ürünler üreten bir firmanın hazırladığı broşüre göre, 30 milyon yıldan fazla süredir var olan sivrisinekler, bu süre içinde insanları bulup ısırma konusunda “uzmanlaştı”.

Asıl kuşları, kemirgenleri ve büyük memelileri tercih eden sivsineklerin bunlardan birini bulamamaları halinde insanları hedef seçtiği belirtildi.

“Kimyasal, görsel ve sıcaklık” olmak üzere üç farklı algı sistemleri bulunan sivrisineklerin karbondioksidi ve laktik asidi 36 metre uzaklıktan algılayabildikleri, insan teri içindeki bazı kimyasalların da bu canlılar için “çekici” olduğu bildirildi.

Güneşin doğuşu ve batışı sırasında en fazla aktif oldukları, dolunay dönemlerinde ise aktivitelerinde 500 kattan fazla artış meydana geldiği bildirilen sivrisineklerin sıcaklığı çok iyi algıladıkları için yakınlarındaki kuşlarla memelileri çok rahat fark edebildikleri belirtildi.

Giysileri çevreyle kontrast oluşturanlarla hareket halindekilerin sivrisinekler için kolay hedef haline gelebileceği uyarısında bulunularak, şunlara dikkat çekildi:
* Yalnızca dişi sivrisinekler ısırır.
* Bunların ısırdığı sırada salgıladıkları tükürükte kanın pıhtılaşmasını önleyici proteinler bulunur.
* Az da olsa tükürüğün, ısırığın üzerinde kalmasından dolayı vücudun bağışıklık sisteminin devreye girmesiyle burada şişme ve kaşınmayla sonuçlanan alerjik bir reaksiyon oluşur,
* Sivrisinekler sıtma, lyme hastalığı, ensefalit, dengue ateşi, fil ayağı gibi birçok hastalığa neden olur.

Algı sistemlerini şaşırtarak hedefi algılanmaz hale getirdiği için sivrisineklerden “DEET” kimyasalını içeren sprey ya da losyonlarla korunulabilir.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Uçak Yerine Uçan Daire Geliyor

Hava mühendisleri çevreye daha az zarar veren uçaklar tasarlayarak uçuşla ilgili kavramlarda kökten değişimler yaratmayı planlıyor. Bunlardan bir tanesi de geleceğin çevre dostu uçan daireler.

Hollanda’daki Delft Teknoloji Üniversitesi üyesi Etnel Straatsma, kanatları olan silindir bir gövdeden kurtulmak istediğini belirtti. Straatsma’ya göre geleceğin uçağı uçan daire şeklinde olacak. Straatsma ve diğer mühendisler daha hafif maddeler kullanarak çevre dostu pervaneli uçaklara geri dönmek gibi projeler üzerinde de çalışıyor.

Straatsma aynı zamanda, yüzde 50 daha az karbondioksit üreten çevre dostu uçaklar tasarlamayı amaçlayan CleanEra (TemizÇağ) projesinin başkanı. Projenin “greenliner” ögesinin, havayı kirleten unsurların oranını ve sesi azaltan tasarımı ise uçan daire şeklinde.

Delft Üniversitesi’nden Alexander de Haan günümüz uçaklarının ancak yüzde 10-15 daha az karbon emisyonu ve ses üreteceğini, bu rakamın ise her yıl yüzde 5 büyüyen havayolu sanayisiyle yarışamayacağını söylüyor.

Havacılık, yıllık karbondioksit emisyonunun sadece yüzde 2’sinden sorumlu fakat sanayinin çok hızlı büyümesi endişeye neden oluyor. 1999’da yapılan Hükümetlerarası Küresel Isınma Paneli raporuna göre 2050’de hava yolculuğu toplam küresel ısınmanın yüzde 5’inden sorumlu olacak.

Tahminlere göre bir yolcunun hava yolculuğu yaparak neden olduğu karbondioksit emisyonu, aynı mesafeyi arabayla gitmekle eşdeğer.

Modern uçakların çevre dostu olarak ulaşabilecekleri son noktaya geldiklerini belirten Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nden Andreas Handeman, köklü bir değişimin gerekli olduğunu vurguladı. Bu değişim ise yeni maddeler kullanarak ve yeni tasarımlara sahip uçaklar üretmek ya da eski modellere geri dönmek ile gerçekleşebilecek gibi görünüyor.
Bilgisayarı Damada Yenilmez Yaptılar

Bilim adamları, yaklaşık 500 milyar kere milyar kombinasyonun tamamını yükleyerek, bilgisayarı dama oyununda yenilmez kılmayı başardı.

Amerikan "Science" dergisinin son sayısına göre, Kanada`daki Alberta üniversitesinden yazılım uzmanları, bilgisayara "Chinook" adını verdikleri bir yazılım yükledi. Damadaki bütün varyasyonlar yüklenen bilgisayar, böylece "bileği bükülmez" hale geldi.

Uzmanlara göre, usta bir dama oyuncusu, "Chinook"u asla yenemeyecek.

Ekibin başkanı Jonathan Schaeffer, "bilgisayar teknolojisi ve yapay zeka alanında çıtayı yükselttiklerini" belirtti. Schaeffer, yazılımı hazırlarken, dünyanın önde gelen damacılarının tecrübelerinden yararlandıklarını bildirdi.

Dama programı için 1989 yılından beri günde ortalama 50 bilgisayarda çalışılıyordu.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
İnsana çip taktılar
ABD’de bir şirket, iki çalışanının koluna mikroçip “nakli” yaptırdı. Kollarından fırlayan antenlerle şirket içinde kapıları açabilen, ama aynı zamanda patronları tarafından her yerde izlenebilecek olan çalışanlar şikayetçi değil. Fakat sivil toplum örgütleri, “BBG toplumu oluyoruz” diye tepki gösteriyorlar.

Güvenlik ve izleme ekipmanları satan Citywatcher.com şirketi, geçen yıl iki çalışanın kol derisinin altına, küçük cam kaplı mikroçipler naklettirdi. Küçük antenleri kol derisinden çıkan ve çalışanlara birer “robot-insan” görünümü veren çiplerin varlığı o dönemde çok ses getirmedi.

RFID (Radyo Frekansından Kimliklendirme) teknolojisini kullanan çipler, iki pirinç tanesi boyunda ve bir kürdan kalınlığında. Çipler sayesinde iki şirket görevlisi, çalınma riski olan elektronik anahtarlar taşımadan, şirketin kasalarına girebiliyor. Kasalarda, iş yapılan polis merkezleriyle ilgili veriler ve görüntüler tutuluyor. Kasa kapısına gelen görevli, kolunu okuyucuya gösterip kapıyı açabiliyor
Elektrik prizinden internet erişimi
Philips'in kablo çöplüğüne son veren ethernet adaptörü SKY5600, ev ve ofis içindeki birden çok PC'yi, elektrik kablolarını kullanarak internete bağlamaya olanak sağlıyor.


Philips SKY5600, aynı ortamdaki birden çok PC'yi, elektrik kablolarını kullanarak internete bağlamaya olanak sağlıyor. Temelde elektrik prizini, ağ erişim noktasına dönüştürme yöntemiyle uygulanan bu sistem, ev ve ofis içinde kablolama çalışması yapılmasına gerek bırakmadan, dahili elektrik hattı üzerinden her odaya internet erişimi sağlıyor.



Saniyede 14Mbit'lik aktarım olanağı sunan Philips SKY5600 eternet adaptör, 200 metre uzaklıktaki prizlere kadar erişim sağlıyor. Bir adaptör, bir ağ kablosu ve bir bilgisayar, ev veya ofis içindeki ağı prizden dağıtabilmek için yeterli olurken, ağ paylaşım ortamı hazırlamak için en azından iki adaptör gerekiyor.


Philips SKY5600 adaptörün saniyede 85 Mbit aktarıma sahip internet bağlantı hızı, film ve müzik aktarımını sorunsuz bir şekilde sağlamaya imkan veriyor. Ayrıca 56 bit DES şifreleme kullanarak veri güvenliği seçeneği de sunan Philips SKY5600 eternet adaptörleri, istemediğiniz kişilerin verileri bozmasını, verilere erişmesini ve verileri kullanmasını engelliyor.
 
Kayıt
24 Mayıs 2007
Mesajlar
3.806
Beğeniler
55
Şehir
İzmir, Bornova
Bunları birazdan düzenleyeyip ekleyeyim buraya Wink
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Uzaktan Kumandalı Posta Güvercini
Posta güvercinleri geri dönmeye hazırlanıyor. Güvercinler, uzaktan kumanda ile yönlendirilecekler.


Çin'in doğusundaki Shandong Üniversitesi'nden bilim adamları, güvercinleri uzaktan kumanda ile yönetmelerini sağlayan bir sistem geliştirdiklerini duyurdular.

Güvercinin beynine eloktrotlar yerleştirerek beynin farklı bir bölümünü harekete geçiren bu mekanizma ile yerdeki kumanda merkezinden gönderilen komutlara göre, güvercinin uçarken sağa ya da sola döndürülmesi, alçalması ya da yükselmesi sağlanabiliyor.

Kuşlar beynin doğal olarak gönderdiği sinyaller gibi algıladığı bu komutları aldığında istenen hareketleri, herhangi bir zorlama sonucu değil, kendiliğinden yapıyorlar.

Bilim adamları bu yöntemin ileride pratik amaçlar için kullanılabileceğini belirtiyorlar; görülen o ki, posta güvercinleri çok daha akıllı halleriyle uzun yıllar sonra tekrar geri geliyor

Yıkanabilir klavye ve fare üretildi
Temizlemekten bıktınız mı? Çamaşır makinasında yıkanabilen klavye ve fare üretildi.


Evet yanlış okumadınız. Bu klavye ve fareler çamaşır makinesinde bile yıkanabiliyor. Sonunda Çin bu işe de el attı ve yıkanabilir klavye ve farelerle piyasaya girdi.

Amerika, Hong Kong ve Çin'de üretim tesisleri bulunan Seal Shield, özellikle hastane ve sağlık sektöründe çalışan diğer organizasyonlardan gelen talepler doğrultusunda çalışmalarda bulunarak suya dayanıklı ve esnek ürünlerle kullanıcıların huzuruna çıktı.

Sağlık kuruluşları ve hijyene önem verenlere

Özellikle çalışma ortamları ve bulundukları yer dolayısıyla, toz veya çeşitli bakterilerin kolaylıkla yuvalanabildiği fare ve klavyeler hastanelerde çalışan görevliler için önem taşıyor.

Öncelikli olarak enfeksiyon kapma olasılığı yüksek olan hastalarla ilgilenen personele yönelik üretilen ve hijyene önem verenler tarafından da beğeniyle karşılanan ürünlerin fiyatı ise 50$.

Şirketin internet sitesi üzerinde aynı zamanda esnek klavyeler, slayt gösterileri veya kablosuz fare gerektiren durumlar için özel üretilmiş fareler, temizlik ve bakım malzemeleri gibi şeyler de satılıyor.

Şirketin sağlık uzmanlarından Dr. Daniel LaPera virüslerin özellikle hastane gibi sağlık merkezlerinde yayılmasının daha kolay olabileceği ve bilgisayar malzemeleri üzerinde birkaç saat süreyle canlı kalabildiklerini ifade ederek, yıkanabilir ürünlerin hijyen ve diğer hastaların sağlığı açısından da faydalı olacağına dikkat çekti
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Wii’den bir yenilik daha
Avrupa’da piyasaya çıktığı 8 Aralık 2006 tarihinden itibaren 5 milyonun üzerinde satılan Nintendo'nun popüler ev konsolu Wii, kullanıcılarını sevindirecek bir yeniliğe daha imza attı ve “Herkesin Oyu” kanalını açtı. Kanal, 14 Şubat 2007 tarihi itibarıyla, Nintendo Wii kullanıcılarının hizmetine sunuldu

Nintendo Avrupa Pazarlama Müdürü Laurent Fischer yeni kanal hakkında “Eğer fikirlerinizi, hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız şeyleri, diğer kimlerin paylaştığını merak ediyorsanız, “Herkesin Oyu” kanalı sizin bu merakınızı hızlı ve kolay yoldan giderecektir. Uzayda hayat olup olmadığından, 1 milyon avronuz olsaydı neler yapardınıza kadar pek çok eğlenceli konuda arkadaşlarınız, aileniz ve dünyanın farklı yerlerinden farklı insanlarla fikir alışverişinde bulunabilmek ve anketlere ulaşmak mümkün” dedi.

Wii Menüsüne yeni katılan bu kanalda, kullanıcıların katılabileceği çeşitli anketler bulunuyor. Bu anketler aracılığıyla, her hafta kullanıcılara üç soru soruluyor. Bir hafta içinde bu soruların sonuçları alınıp yeni sorularla değiştiriliyor. “Herkesin Oyu” kanalına giren kullanıcılar bu anketlere cevapları ile katılabiliyor. Anketler kapandığında ise bölgesel, ülkesel ve uluslararası sonuçlar yayınlanıyor ve farklı oylar farklı Mii’lerle temsil ediliyor.

Tüm aile için eğlence

Kullanıcılar tek bir Wii konsolu üzerinden yarattıkları 6 farklı Mii ile bu kanala katılabiliyor. Yani bir evdeki tüm aile bireyleri kendi fikirlerini sunabiliyor ve sonuçları kendi Mii’lerine kaydedebiliyor. Üstelik “Herkesin Oyu” kanalı istenirse sadece aile için sonuçları da kaydedip karşılaştırabiliyor.

Sesinizi duyurun

Kanalın bir diğer özelliği de “Bir Soru Önerin” (Suggest a Question) kısmı. Kullanıcılar bu serviste kullanılmasını istedikleri soruları editörlere gönderiyor. Her bir Mii, günde bir soru önerebiliyor.

“Herkesin Oyu” kanalı Wii Menüsüne en son eklenen kanal ve ücretsiz olarak Wii Alışveriş Kanalından indirilebiliyor.

Wii’nin Türkiye’de tavsiye edilen perakende satış fiyatı 799 YTL. 149 YTL’den satışa çıkan olan Wii oyunları ve Nintendo Wii; Bimeks, Carrefour, Gedik Gross, Deniz Elektronik, E-Store.com, D&R, Mavi Shop, Maxitoys/Joker, Megavizyon, Nezih, Teknosa, Teknolojix, Toys”R”Us, Toyzz Shop, Uzelli, Vestel ve Weblebi.com’da satışta.
 
Kayıt
24 Mayıs 2007
Mesajlar
3.806
Beğeniler
55
Şehir
İzmir, Bornova
sen devam et ancak benim düzeni tututrmaya calis Wink
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
TWEETY demiş ki:
Gündüz ateş gece buz olan gezegen

Amerikalı astronomlar, Güneş sistemi dışındaki bir gezegenin gece ve gündüz sıcaklığını ilk kez hesapladı. uzmanlar, gezegende geceyle gündüz arasındaki sıcaklık farkının yaklaşık 1400 derece olduğunu hesapladı.

-Resim Silinmiş.

Science Express dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesine (NASA) ait Spitzer uzay teleskopunu kullanan uzmanlar, Upsilon Andromedae-b adını verdikleri gezegende geceyle gündüz arasındaki sıcaklık farkının yaklaşık 1400 derece olduğunu hesapladı.

Carnegie enstitüsünden astronom Sara Seager, "Bu hesap, gaz devi olarak tanımladığımız gezegenler hakkındaki düşüncelerimizi değiştirdi" dedi.

Seager, "Astronomların çoğu, bu tip gezegenlerin yüzey sıcaklığının fazla değişiklik göstermediğini düşünüyordu. Ama gördük ki, bu gezegenin aydınlık yüzü çok sıcak, karanlık yüzü ise çok soğuk" dedi.

"Sıcak Jüpiter" sınıfına giren Upsilon Andromedae-b, güneşinin çevresinde 4,6 günde dönüyor.

Upsilon Andromedae-b, Dünya'dan 40 ışık yılı uzaktaki Upsilon Andromedae güneşinin çevresinde dönerken 1996 yılında keşfedilmişti. Güneş, Andromeda takımyıldızında çıplak gözle görülebiliyor.

Upsilon Andromedae güneşi ve üç uydusu, Güneş sistemi dışında keşfedilen çok gezegenli ilk sistem idi.
bu konu çok dikkatimi çekti Confused
atmosfernden kaynklanıor sanırım Rolling Eyes
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Logitech Mouse’u Uçurdu
PC Navigasyonunda gelecek nesil başladı. Dünyanın lider mouse üreticisi Logitech, çok yönlü olarak hem masaüstü hem de havada kullanılabilen ilk kablosuz lazer fareyi tüketicilerin beğenisine sundu: Uzaktan kumanda ile televizyonu idare eder gibi kullanabilen MX Air ile kullanıcılar arkalarına rahatça yaslanıp bilgisayarlarını ve multimedia uygulamalarını kolaylıkla yönetebilecekler.

Çoğu kişi için artık bilgisayar bir üretim aracı olmanın dışında, dijital medya için de bir merkez konumunda.Kullanıcılar artık bilgisayarlarındaki müzik, fotoğraf ve videolarına rahatlıkla ulaşabileceği ve kullanabileceği yeni kontrol mekanizmaları arayışında. Logitech yeni faresiyle, Freespace™ hareket kontrolü (motion-control), harekete dayalı komut sistemi ve kablosuz kullanım gibi üç önemli teknolojiyi birleştirerek hiçbir efor harcamadan havadan navigasyonu mümkün kılıyor. Bir hareket ile medya dosyalarını işaret edebilir, seçebilir ve çalabilirsiniz.

Logitech Performans ve Oyun Mouseları Ürün Grubu Pazarlama Direktörü Erik Charlton faredeki en son teknoloji için şunları söyledi: “MX Air kullanıcıların PC eğlencesini kontrol edebilmeleri için tamamen radikal ve yeni bir yol sunuyor. Bu mouse bilgisayarından müzik dinlemeyi seven, fakat şarkı seçmek veya ses ayarını değiştirmek için masasına tekrar geri dönmek zorunda kalmayı istemeyen kullanıcılar için mükemmel bir araç. Aynı zamanda bu mouse, Youtube veya Grouper gibi sitelerden video bulup seyretmekten hoşlanan milyonlarca kullanıcı için ideal. Oturma odasında çoklu ortamlı bilgisayar kullanan ve kendi tarzında navigasyon tercih eden kullanıcılar için”.

Gelişmiş Kontrol – Freespace ve Hareket Komutları
Serbest alan hareket kontrolü teknolojisi farenin havada doğru yönü bulabilmesini ve gerekli yerde sabitlenmesini sağlamak üzere tasarlandı. Bu patentli teknoloji 3 ayrı teknolojinin birleşiminden oluşuyor: MEMS (mikroelektromekanik sistemler) sensörleri, DSP (dijital sinyal işlemleri) teknolojisi ve RF (radyo frekansı) kablosuz teknolojisi. Bu üç teknolojinin birleşimi oldukça konforlu aynı zamanda kusursuz bir odaklama ve takip etme kabiliyeti sağlıyor. Karşılaştırmalı algoritma hesapları ile maksatlı ve maksatsız el hareketlerini ayırt edebiliyor. Yani havada mouse idare ederken herkesin başına gelebilecek istemsiz el titremelerinde imleçin harekete geçmesini engelliyor.

Harekete dayalı komutlar, MX Air’e extra bir mükemmeliyet katıyor ki kullanıcılar farenin üzerindeki ses butonuna ellerini basılı tutarak sadece hareketle kontrol sağlayabiliyor. Örneğin bu şekilde fareyi sağa yatırarak sesi yükseltebilir veya sola yatırarak sesi azaltabilirsiniz. Müzik dinlerken saat yönünde bir daire çizmeniz bir sonraki şarkıya geçmeyi sağlarken, tersine yapılan aynı hareket şarkıyı tekrar etmenizi sağlıyor.

Geleneksel tekerlekli farelerin yerine, MX Air mouse dokunmaya duyarlı özel bir yüzeyle kaydırma paneli sunuyor. Yüzeyinde bir parmak darbesiyle kaydırma mekanizması harekete geçiyor ve hızını da parmak darbelerinin hızına göre ayarlayabiliyor. Başlat/Durdur, Ses/Sessiz, Geri ve Seç gibi medya fonksiyonlarına, farenin üzerindeki turuncu ışıklı butonlara başparmakla basılarak havada kolaylıkla erişilebiliyor.
-Resim Silinmiş.
Shot at 2007-08-03


Çok yönlülük için tasarlandı
Logitech MX Air oldukça etkileyici bir tasarıma, cilalı siyah yarı saydam kasası, ve gümüş tabanıyla belirgin bir şekle sahip. Ergonomik şekliyle çok yönlülük sağlayarak kullanıcılara hem masaüstünde hem de havada kullanım için büyük konfor sunuyor.

Şarj edilebilir MX Air, Logitech 2.4 GHz Dijital Kablosuz teknolojisi ile 10 metreye kadar etkili kullanım sağlıyor. Şarj ünitesi de oldukça şık . 2.4 GHz mikro alıcısı ile MX air, masaüstü veya taşınabilir bir bilgisayara kolaylıkla bağlanabiliyor.

MX Air’in Eylül ayında Türkiye’de de pazara sunulması planlanıyor.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Güneş sistemi dışında ilk su izi
Bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, güneş sisteminin dışında da su bulunduğunu gösteren ilk somut bilgilere ulaştıklarını açıkladı. Uzmanlar, bulgulara ulaşmak için biraz farklı bir yöntem kullanmak zorunda kaldı.

Dünyanın dışında evrende hayat var mı? Henüz bu sorunun cevabı bulunabilmiş değil; ancak bilim dünyası gizemli evrenle ilgili yeni bulgular ortaya çıkarmaya devam ediyor. Bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, dünyadan 64 ışık yılı uzaklıkta saptanan dev bir gezegenin atmosferinde tartışma götürmeyecek netlikte su buharı işaretlerine rastladıklarını açıkladı.

Jüpiterden daha büyük olan ve HD18973B kod adı verilen gezegen, Vulpecula-Tilki takım yıldızında yer alıyor. Gezegenin sıcaklığı 2 bin dereceye varıyor ve bilinen türden bir canlının barınması olanaklı değil.

En son model teleskopların bile göremediği gezegende suya dair göstergeler, gezegenin komşu bir yıldızın tam önünden geçerek yörüngesinde dolanması sayesinde
elde edildi. Yıldız, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın Spitzer adlı teleskobuyla görülebilecek kadar büyük ve parlak.

Gezegen, önünden geçtiği yıldızın ışığını kısmen karaltıyor ve dünyadan bakıldığında gezegenin varlığı bu karaltıdan anlaşılıyor.

Bilim insanları, yıldızdan kaynaklanan ışığın, gezegenin atmosferinde nasıl değiştiğini inceliyor ve ışığın analizi, sözkonusu gezegenin atmosfer yapısının hesaplanmasını sağlıyor.

Araştırmacılar, bu sistemle güneş sistemi dışındaki diğer gezegenleri de inceleyebileceklerini belirtiyor. Bilim insanlarının bundan sonraki hedefi, sıcaklığı dünyanınkine yakın olup atmosferinde su buharı bulunan bir gezegeni tespit etmek.

Eğer bilim insanları bu gezegenin atmosferinde çürüyen bitkilerin saldığı metan gazı da saptarsa, güneş sistemi dışında hayata işaret eden ilk bulgulara kavuşulmuş olacak.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Sihirli gözlük Myvu
Paris Hilton’un da kullandığı Myvu’nun yeni ürünü “Sihirli Gözlük” ile iPod kullanıcıları, videolarını 70 ekran televizyon boyutunda izleyebiliyor.

Otobüs, tren veya uçakla uzun yolculuklar sırasında canınız mı sıkılıyor? Plajda güneşlenirken eğlenmek için ne yapacağınızı bilemiyor musunuz? Sevdiğiniz dizileri seyretmek için geceleri uykusuz mu kalıyorsunuz? Sihirli Gözlük Myvu o zaman tam size göre.

Sihirli Gözlük Myvu Türkiye’nin ilk iPod’a bağlı gözlük ve kulaklığıyla her yerde video izleme şansı yaratıyor. Hafifliği, konforlu kullanımı ve ince yapısı sayesinde rakiplerinden ayrılan Sihirli Gözlük Myvu , alttan ve üstten görüş olanağı sağlayarak dış dünyayla bağlantıyı koparmıyor. Gözlük camları transparan olduğu için video izlerken gözlüklerinizin etrafından rahatlıkla çevrenizi görebiliyorsunuz. 2 metre mesafeden yaklaşık 70 ekranlı bir TV görüntüsü sağlayan Sihirli Gözlük Myvu’nun ağırlığı ise 75 gram.

Sihirli Gözlük Myvu, zamanının çoğunu otobüs, tren veya uçakta geçirenler için yolculuk sırasında film izleme kolaylığı sunuyor. Günde en az iki saatini evden işe, işten eve serviste veya toplu taşıma araçlarında geçirenlerin yapması gereken tek şey “Sihirli gözlüğü” takmak ve iPod’larına yükledikleri video’yu seyretmek. Oldukça kolay kullanımının yanında, ilave pili sayesinde 3 filmi peş peşe izlemenize fırsat veriyor.

Ürün, 699 YTL (KDV dahil) satış fiyatı ile tüm D&R’larda satışa sunuldu.

Özellikler:
Gösterim Formatı: 320 x 240, 24 – bit renk, 50-60Hz çerçeve oranı
Optikler: Dual color LCDs SolidOptex Optik Sistem
Görüntü Ebadı: 2 metre mesafeden yaklaşık 27 inç (70 cm) ekranlı bir TV görüntüsü kadar
Video girişi: NTSC (ABD sistemi) ve PAL arasında otomatik tercihli
Güç: Li-ion şarj edilebilir pil 3.7V, 1440mAH
Ağırlık: 75 gram

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Kanatlı sürüngen türü keşfedildi
220 milyon yıl önce yaşamış karga büyüklüğünde bir kanatlı sürüngen türü keşfedildi.

Paleantologlar, Kuzey Carolina - Virginia’da 220 milyon yıllık kanatlı bir sürüngen türü bulduklarını açıkladılar. Türe “Mecistotrachelos apeoros” (uçabilen, uzun boyunlu) ismi verildi.

Virginia Doğa Tarihi Müzesinden Nick Fraser “Yeni uçucunun en çok ilgimizi çeken özelliklerinden biri ayaklarının biçimi oldu. Ayakları kanca özelliği gösteriyor ve bu da tutunabilme yeteneğinin gelişkin olduğuna işaret ediyor. Bu kancayla ayaklarını dallara tutunmak için kullanıyor” dedi.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Zarafet ve zeka buluştu
Mobil iletişimde dünya devi Nokia, yeni modelleri Nokia 6500 Classic ve Nokia 6500 Slide’ı, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da tanıttı. 3G özelliğine sahip bu yeni modeller, son derece gelişmiş teknolojileri, çarpıcı tasarımlarla sunuyor.

Finlandiyalı mobil iletişim devi Nokia, 31 Mayıs Perşembe günü, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki Ordrupgaard Müzesi’nde düzenlediği bir etkinlikle yeni modellerini tanıttı. Nokia 6500 Classic ve Nokia 6500 Slide, Nokia’nın 3G teknolojisini tüm fiyat seviyelerindeki cep telefonlarına entegre etme vizyonunun en son kanıtlarını oluşturuyor. Her iki telefon da, geniş tuşları, ergonomik boyutları ve yüzeyleriyle kusursuz kullanım sağlıyor. 3G teknolojisine, zarif ve çağdaş tasarımlara sahip olan bu yeni cihazlar, kalıcı bir güzellik sunuyor.


Nokia 6500 Classic

360 derece yekpare anodize alüminyum plakalardan çıkarılarak, hiçbir ek yeri olmaksızın üretilen gövdesiyle Nokia 6500 Classic, ayrıntılara gösterilen eşsiz özenin, sadece 9,5 mm inceliğindeki bir kanıtını oluşturuyor. Cep telefonunun “kullanıcısını yansıttığı” gerçeğinden yola çıkan her bir Nokia 6500 Classic tek tek zımparalanıyor. Böylece hiçbiri tam anlamıyla birbirinin aynısı olmuyor. Ekran kenarlarındaki hafif eğimli kısımda elmas cila kullanılırken, soğuk baskı logo da kusursuz bir el işçiliğini yansıtıyor.

Nokia 6500 Classic’te ayrıntılara gösterilen özen bu kadarla da sınırlı değil. Hızlı ve kolay indirme (download) ve tarama işlemleri için çift bant 3G teknolojisi ve dünyanın her yerinde ‘roaming’ olanağı sunan dört bant GSM şebekesi seçeneğiyle Nokia 6500 Classic, cep telefonundan çok şey bekleyen kullanıcılar için en gelişmiş bağlantı olanaklarını sunuyor. 1 GB dahili hafıza, Nokia 6500 Classic’in aynı kategorideki diğer cep telefonlarından daha fazla resim, görüntü, kişi bilgileri, şarkı, mesaj ve başka içerikler saklayabilmesini sağlıyor.

Nokia’nın kullanım kolaylığına verdiği önem, Nokia 6500 Classic’te de görülüyor. Bu cep telefonu, dünya çapında milyonlarca kişinin kullandığı Nokia Series 40 arayüzü sayesinde, çift LED flaşlı 2 megapiksel kamera ve entegre müzikçalar gibi özelliklere kolayca erişilmesine olanak tanıyor. Bütünleşik mikro-USB bağlantı, şarj, ses ve veri bağlantılarını tek bir kompakt portta buluşturarak basitleştiriyor. Böylece Nokia 6500 Classic tek bir kablo aracılığıyla, yüksek kapasiteli bir flaş sürücü olarak kullanılabiliyor ya da bir dizüstü bilgisayardan doğrudan şarj edilebiliyor.

Nokia 6500 Classic’in, 2007 yılının 3. çeyreğinde piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Nokia 6500 Slide

Carl Zeiss optik destekli 3,2 megapiksel kamerası ve resimleri, görüntüleri ve görüntülü aramaları televizyonda kolayca paylaşma özelliğiyle Nokia 6500 Slide, kendi kategorisinde benzersiz bir görüntüleme ve paylaşım deneyimi sunuyor. Ayrıca Nokia 6500 Slide, zarif paslanmaz çelik cilası ve kayarak açılan kapağıyla son derece seçkin bir his yaratıyor.

Nokia 6500 Slide cep telefonundaki Carl Zeiss optik destekli 3,2 megapiksel kamera ile, bu kategoride ilk defa Carl Zeiss optiklerinin çarpıcı görüntüleme özellikleri kullanılıyor. Otofokus, çift LED flaş ve 8x dijital zum özelliklerinin de eklenmesiyle, Nokia 6500 Slide son derece kaliteli görüntüler yaratıyor. 3G teknolojisi sayesinde, bu resimler ve görüntüler dünyanın herhangi bir yerindeki dostlarla hızlı bir şekilde paylaşılabiliyor. TV çıkışı, görüntülerin standart RCA girişi olan herhangi bir televizyonda kolayca izlenebilmesini sağlıyor. “TV-out” özelliği, çok sayıda kişinin aynı anda görüntülü arama yapmasını da mümkün kılıyor.

Nokia 6500 Slide’ın paslanmaz çelik gövdesi, zamanın ötesinde bir güzellik sunarken, eşsiz sert kaplaması, darbelere, çizilmelere ve hatta parmak izlerine karşı koruma sağlıyor. Kayarak açılan kapak mekanizmasının kusursuz sistemi, Nokia 6500 Slide’ın kullanımını son derece kolaylaştırıyor.

Nokia 6500 Slide’ın, 2007 yılının 3. çeyreğinde piyasaya sunulması bekleniyor
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Konuşan kağıt icat edildi
İsveçli bilim insanları, konuşan kağıt icat ettiler.

Mid Sweden Üniversitesinden araştırmacıların geliştirdiği kağıttan yapılan bilbordlar, kullanıcı dokunduğunda önceden kaydedilen sesleri dinletiyor.

Temasa hassas iletken mürekkep kullanılan dijital kağıt prototipinin üzerinde baskılı durumda hoparlörleri de bulunuyor.

Bu teknolojinin gelecekte reklam alanında, hatta ürün paketlemede bile kullanılabileceğini belirten İsveçli ekip, tanıttıkları prototipte, buluşun tatil yerlerinin pazarlanmasında kullanılmasının da mümkün olduğunu gösterdiler.

Projenin başındaki Mikael Gulliksson, prototiple ilgili yaptığı açıklamada, “Bilborda yaklaştığınızda, sahil resmi bulunan kartpostala elinizi koyuyorsunuz ve bu tatil beldesiyle ilgili kısa bir tanıtımı dinleyebiliyorsunuz” diye konuştu.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Zamanda yolculuk mümkün mü?
ABD’de en çok satan kitaplar arasına giren “Elegant Universe”ın yazarı Kolombiya Universitesi fizik profesörü Brian Greene’in iddiasına göre, zaman yolculuğu çok uzak bir hayal.

Zamanda yolculuk yapabilmek kaybettiğiniz bir sevdiğinize tekrar sarılmak, ya da dünyadaki çeşitli savaş ve haksızlıkları önlemek sebepleriyle zaman zaman hayal ettiğimiz bir kurgu.


İnsanlık tarihi boyunca sorgulanan zaman kavramı, fizikte en, boy ve yükseklik gibi bir boyut olarak tarif ediliyor. Örneğin evden bakkala giderken uzayda en, boy ve yükseklikle tanımlanabilecek bir yöne doğru hareket ediyorsunuz. Bunların yanında bir de dördüncü boyut olarak kabul edilen “zaman”da ilerliyorusunuz.

“One Universe: At Home in Cosmos” kitabının yazarı, City University of New York astrofizik profesörü Charles Liu’ya göre zaman ve mekan birbirine karışarak ‘zaman-mekan’ adı verilen dört boyutlu bir doku oluşturuyor.

Liu, “Kütlesi olan herhangi bir cisim -siz, ben, bir nesne, bir gezegen ya da bir yıldız bu dokuya oturduğu zaman bir çukur oluşturuyor. Bu çukurun varlığı zaman -mekan boyutunun bu kütleye göre eğilip büküldüğünün göstergesi” diyor.

Zaman-mekan boyutu nesnelerin eğimli bir düzlemde hareket etmesine sebep oluyor, ve bu eğim de yerçekimini doğuruyor.

Matematiksel olarak üç boyutlu düzlemlerde ileriye ve geriye gitmek mümkün, fakat zaman bu özgürlüğü tanımıyor.

Liu bu dört boyutlu zaman-mekanda sadece ileriye doğru hareket edilebileceğini söylüyor.

GEÇMİŞE YOLCULUK
Zaman yolculuğuyla ilgili birçok senaryo var. Bunların en kapsamlısı “solucan deliği” adı verilen, ve iki zaman-mekan koordinatını birleştiren kuramsal tüneller. Varsayıma göre bu tüneller iki ayrı evreni ya da bir evrenin iki ayrı köşesini birleştirebilir.

“Hyperspace” ve “Parallel Worlds” adlı kitabın yazarı Michio Kaku bu deliklerin “hem geçmiş, hem gelecek” olduğunu söylüyor, ve ekliyor: “Fakat çok dikkatli olunmalı. Bir zaman makinesini çalıştırabilmek bugünün teknolojisiyle mümkün değil.” Zaman-mekan dokusunda bir delik açmak için Kaku’ya göre bir yıldızın enerjisi, ya da negatif enerji gerekiyor. Negatif enerji de “hiçbir şey”in enerjisinden daha az bir enerji olarak tanımlanıyor.

Maddeyi en az 10 boyutta değerlendiren ve parça fiziğiyle doğanın temel güçlerini birlikte yorumlayan Süpersicim (iplikçik) teorisi uzmanı Greene bu teoriyi sorguluyor. Greene bu fikrin doğru olma ihtimalinden şüphe duysa da, solucan deliği modeli gerçekse bir zamanla diğer zaman arası bağlantı kurulabileceğini söylüyor.

KOZMİK SİCİMLER
Zaman yolculuğuyla ilgili bir başka teori de Süpersicim Teorisi. Sürekli genişleyen bir evrene boylu boyunca yayılmış ince enerji tüplerine süpersicim adı veriliyor. Evrenin oluşumundaki ilk evrelerinden kalan bu enerji alanlarının fazlasıyla kütle barındırdığı ve zaman-mekan boyutuna ağırlık yaparak eğrileştirdiği tahmin ediliyor.

“Time Traveller in Einstein’s Universe” adlı kitabın yazarı Princeton Üniversitesi astrofizik profesörü Richard Gott’a göre sicimler ya spiral şeklinde, ya da sonsuz uzunlukta. Gott sicimlerin bu yüzden “spagetti gibi” olduklarını söylüyor.

Bu teoriye göre iki sicimin birbirine yaklaşması sayesinde zaman-mekan boyutu eğilebilir ve zamanda yolculuk gerçekleşebilir.

Fakat Gott bunun ancak “ileri medeniyetlerin projesi” olabileceğini söylüyor. Çünkü ona göre biz henüz “kendi gezegenimizin enerji kaynaklarını bile doğru kullanmayı beceremiyoruz.”

 
Yukarı Alt