Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
250px-Condoleezza_Rice.jpg


Condoleezza Rice

(1954 - .... )

Dr. Condoleezza Rice, 22 Ocak 2001'de Başkanın Ulusal Güvenlik İlişkileri Yardımcısı (genelde Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak adlandırılır) oldu.

Haziran 1999'da Stanford Üniversitesinde 6 sene süren doçentliğini tamamladı. Bu süre içinde aynı zamanda Rektör Yarımcılığı görevini de yürüttü. Rektör Yardımcısı olarak, yıllık 1.5 milyar $ bütçeden ve 1400 fakülte üyesi ile 14000 öğrenciden sorumluydu.

Stanford'daki fakültede Siyaset Bilimi öğretim üyesi olarak 1981 itibaren çalıştı ve bu süre zarfında iki öğretim ödülü aldı (1984'de "Walter J. Gores Award for Excellence in Teaching" ve 1993'de "School of Humanities and Sciences Dean's Award for Distinguished Teaching")

Stanford'dayken Uluslar arası Güvenlik ve Silahlanma Kontrol Merkezi üyeliği, Uluslar arası Çalışmalar Enstitüsü kıdemli üyeliği ve Hoover Enstitüsü üyeliği yaptı. Yazdığı kitaplar; Philip Zelikow ile "Birleşmiş Almanya ve Dönüştürülmüş Avrupa" (1995), Alexander Dallin ile "Gorbaçov Dönemi" (1986) ve "Şüpheli Sadakat: Sovyetler Birliği ve Çekoslavak Ordusu" (1984). Ayrıca, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'nın dışişleri ve savunma politikaları üzerine çok sayıda makale yazdı ve Birleşik Devletler Moskova Büyükelçisi'nin residansından İngiliz Milletler Topluluğuna, 1992 ve 2000'de Cumhuriyetçiler toplantılarına kadar çok yerde konuşmalar yaptı.

Almanya'nın birleşmesinin ve Sovyetler Birliğinin son zamanları olan 1989'dan Mart 1991'e kadar Bush yönetiminde Ulusal Güvenlik Konseyinin Sovyet ve Doğu Avrupa İlişkilerinde Direktör ve Kıdemli Direktör; ve Ulusal Güvenlik İlişkilerinde Başkanın özel asistanı olarak görev yaptı. 1986 senesinde Uluslar arası İlişkiler Konseyinin üyesiyken, Genelkurmay Başkanının özel asistanı olarak da çalıştı.

Condoleezza Rice, 14 Kasım 1954'de Birmingham, Alabama'da doğdu. Lisansını Siyaset Bilimi üzerine Denver Üniversitesinden 1974 senesinde aldı. 1975 yılında Notre Dame Üniversitesinden master'ını, 1981 yılında Denver Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Lisans üstü Eğitim Biriminden doktorasını aldı. Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi üyesidir. Morehouse Kolejinden 1991 senesinde, Alabama Üniversitesinden 1994 yılında, Notre Dame Üniversitesinden 1995 yılında ve Mississippi Koleji Hukuk Fakültesinden 2003 senesinde fahri doktora unvanları aldı. Washington D.C.'de ikamet etmektedir.

2945.jpg
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Madem İstek yok buyrun. :sfff:




Jessica Marie Alba


(28.Nisan.1981-...)



Jessica Alba, 1981 doğumlu Amerika’lı dizi ve sinema oyuncusu. Dünyanın en seksi kadınları arasında gösterilen Alba, Dark Angel, Sin City ve Fantastic Four adlı yapımlardaki rolleriyle tanınıyor.

Jessica Marie Alba, 28 Nisan 1915’de Kaliforniya’nın Pomona kentinde dünyaya geldi. Babası Meksika asıllı asker Mark Alba, annesi ise Danimarka ve Fransız Kanadası asıllı, cankurtaranlık yapan Cathy Jensen olan Alba, 16 yaşına kadar kardeşi Joshua, büyük babası ve büyük annesiyle birlikte büyüdü. Babasının görevi nedeniyle Bilaxi’ye (Missisippi) ve sonra da Del Rio’ya (Texas) gittikten sonra, yine Kaliforniya’ya yerleştiler. Spor fanatiği olarak yetişen Alba, çocukluğunda birçok fiziksel rahatsızlık da geçirdi. İki kez akciğerleri iflas etti, bir yıl içinde 4-5 kere zatürre geçirdi, apandisti patladı ve bademciklerinde kist oluştu. Zamanının çoğunu hastanelerde geçiren ve bu yüzden okula düzenli olarak devam edemeyen Alba, yeterince arkadaş edinemedi fakat Kaliforniya’ya yeniden yerleşmelerinin ardından iyileşti.

5 yaşından itibaren oyunculuğa ilgi duymaya başlayan Alba, 12 yaşındayken oyunculuk eğitimi almaya başladı ve 9 ay sonra da bir oyunculuk ajansıyla anlaşma imzaladı. İlk denemesi, 1994’de Camp Nowhere filminde oynadığı Gail rolü ile olan Jessica, sadece iki haftalığına anlaşmış olmasına rağmen, saçları onunkine benzeyen başka bir oyuncunun ayrılması üzerine o rol için 2 aylık anlaşma imzaladı. Aynı yıl, Nintendo ve J.C. Penney reklamlarında oynamasının ardından birkaç bağımsız yapımda göründü ve yine 1994’de Nickelodeon çocuk kanalının komedi dizisi ‘The Secret World of Alex’de 3 bölümde rol aldı.

brain-trust-3-living-in-sin-city-20050401040536735-000.jpg


Avustralya’da çekilen Flipper adlı dizinin ilk sezonunda Maya rolünü oynayan Alba, annesinin iyi yüzücü ve sertifikalı bir skuba dalgıcı olması sayesinde bu rolde hiç zorluk çekmedi. 1996’da Venus Rising adlı filmde ‘Young Eve’ rolünü canlandırdı. 1998’de Brooklyn South (bir bölümde, Melissa Hauer rolünde), Evimiz Hollywood’da (Beverly Hills 90210 -iki bölümde, Leanne rolünde) ve Aşk Gemisi (The Love Boat: The Next Wave – bir bölümde, Layla rolünde) adlı dizilerde de rol aldı.

Liseden mezun olduktan sonra, Pulitzer Ödüllü oyun yazarı ve yönetmen David Mamet ve William H. Macy’nin kurduğu, Atlantic Theater Company’de Macy ve eşi Felicity Huffman’dan oyunculuk dersleri almaya başladı. 1999’da Drew Barrymore’un başrolünde olduğu romantik komedi Never Been Kissed ve korku-komedi filmi Idle Hands’de oynadıktan sonra, Hollywood’da da tanınmaya başlayan Jessica Alba, 2000’de yönetmen James Cameron tarafından 1200 aday içerisinden seçilerek, bilim-kurgu dizisi Dark Angel’da (Kara Melek) başrol oynamaya başladı. Genetik olarak geliştirilmiş, süper asker Max Guevara / X5-452’yı canlandırdığı dizi, iki sezon devam ettikten sonra yayından kaldırıldı. Jessica Alba, bu dizideki rolüyle 2000’de En İyi Kadın Televizyon Oyuncusu dalında (Best Actress on Television) Saturn Award’ı, 2001’de ise Yılın Çıkış Yapan Yıldızı dalında (Breakout Star of the Year) TV Guide Awards’ı ve Teen Choice Awards’ı kazandı.

2003’de Honey adlı filmde dansçı ve kareograf Honey Daniels’ı canlandırdı ve The Sleeping Dictionary’de Selima rolündeydi. 2005’de Bruce Willis, Benicio Del Toro, Elijah Wood, Brittany Murphy’nin başrollerinde olduğu ve egzotik bir dansçıyı canlandırdığı Sin City’den sonra aynı yıl Fantastic Four’da görünmez kadın Sue Storm’u ve Paul Walker ile başrollerini paylaştıkları Into the Blue adlı filmde Sam karakterini canlandırdı.



Boynunun arkasında, üzerinde dişi bir kuş olan papatya ve dirseğinde lotus çiçeği ‘padma’ anlamında Sanskrit sembollerinden bir dövmesi olan Alba, 3 köpeği, 2 pug cinsi küçük köpeği ve Bowie adında bir pitbulu var. Tıpkı David Bowie gibi gözleri 2 farklı renkte olduğu için köpeğine bu ismi veren Alba, 2006’da Maxim Dergisi tarafından yapılan Yaşayan En Güzel 100 Kadın listesinde ilk sıralarda yer aldı.


Alba, Dark Angel dizisindeki rol arkadaşı Michael Weatherly ile mayıs 2001’de nişanlandı, fakat çift 2003’de ayrıldı. Ocak 2005’de, oynadığı Fantastic Four filminde yönetmen asistanlığı yapan Cash Warren’la görüşmeye başlayan Alba’nın, Fantastic Four, Sin City ve Saw’ın devam filmlerinde oynayacağı açıklandı.
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Hayat hikayesi bana bir ders gibi gelen Rahmetli Sakıp Sabancı'nın biyografisini paylaşacağım sizlerle.



Sakıp Sabancı


1933-2004

- Resim Silinmiş.


Sakıp Sabancı, 7 Nisan 1933 tarihinde Kayseri'nin Akçakaya köyünde fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.

Çok genç yaşlarda, Bossa Un Fabrikası'nda veznedarlıkla iş hayatına başladı. Sırasıyla, çiftlik müdürü ve Bossa Tekstil İşletmesi Müdürü oldu. Babasının 1966 yılında vefatından sonra kurulan Sabancı Holding'in yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildi. Bu görevi yanında Holding'e bağlı çok sayıda kuruluşun Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı ve Murahhas Üyeliklerini de yapmıştır.

1964 yılından itibaren, 25 yıl müddetle Adana ve Kocaeli Sanayi Odaları, Türkiye Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği üyeliği ve başkanlığı yaptı. Muhtelif vakıflarda çeşitli zamanlarda görevler üstlendi.

1986 yılında Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği TÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı üstlenen Sakıp Sabancı, 1987-1990 yılları arasında Yüksek İştişare Konseyi Başkanlığını yaptı.

Eğitime katkılarından dolayı gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında birçok üniversite tarafından kendisine "Fahri Doktorluk" ünvanı verilmiştir.

Yaşamını, sanayi, kültür, sanat ve eğitime adayan Sakıp Sabancı ömrü boyunca Türkiye'nin gelişmesi, dünya ülkeleri arasında hakettiği yere ulaşması için vargücü ile çalışmıştır. Sabancı Üniversitesi ile eğitim hayatına, Sakıp Sabancı Müzesi ile kültüre, Hat ve Resim Koleksiyonu ile sanat dünyasına büyük katkılarda bulunmuştur. Uluslararası bir çok toplantıda Türkiye'yi temsil eden Sakıp Sabancı, Sanayi Odaları, TÜSİAD gibi bir çok kuruluşun da başkanlığını yapmıştır. Sabancı Holding'in uluslararası bir kuruluş olmasına sınırsız katkılarda bulunan Sakıp Sabancı, aynı zamanda Türkiye'nin dört bir yanında eserler yaratan Hacı Ömer Sabancı Vakfı, VAKSA'nın da Mütevelli Heyeti Başkanıydı.


- Resim Silinmiş.


 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Liv Tyler

(1 Temmuz 1977-...)

tyler-liv-photo-liv-tyler-6228248.jpg


Liv Tyler(1 Temmuz 1977 Mount Sinai Hospital, New York City, New York, ABD)

Asıl adı Liv Tallarico olan, model ve müzisyen Bebe Buell ve Aerosmith’in solisti Steven Tyler’ın kızı olan Amerikalı aktris.

Liv Rundgren adıyla dünyaya geldi. Çocukluğunu Portland, Maine’de geçirdi. Annesinin o dönem birlikte olduğu Todd Rundgren’in babası olduğunu düşünerek büyüdü. 11 yaşında , yakın aile dostu olan Steven Tyler’a olan benzerliği dikkat çekince,babasının annesinin bir zamanlar ilişki kurduğu Steven Tyler olduğunu öğrendi. ve on iki yaşında babasının soyadını aldı. On dört yaşındayken annesiyle birlikte New York’a geri taşındı ve o yıl aile dostu, 80′lerin ünlü top modeli Paulina Porizkova tarafından keşfedilerek modellik yapmayı başladı. Seventeen, Interview gibi ünlü dergilerin kapağında yer aldı.



Dünyanın Liv’i tanıması ise Aerosmith’in Crazy şarkısının klibiyle oldu. Rol için Steven Tyler’ın kızı olduğu bilinmeden seçildi. Dünya çapında milyonlarca gencin sevgisini kazandı.

O yıl ilk iki filminde oynadı: Heavy ve Silent Fall. Oyunculuğu çok sevdi ve modelliği bırakmaya karar verdi. Sinema dünyasında ilk ciddi çıkışını ise Bertolucci’nin “Çalınmış Güzellik”(1996) filmiyle yaptı. Bu filmden sonra Liv de artık film yıldızı olarak anılmaya başladı ve kısa sürede Tom Hanks [ That Thing You Do! (1996)] ve Bruce Willis [ Armageddon (1998)] gibi starlarla çalışmaya başladı. Dünyanın en büyük bağımsız filmi olan; Peter Jackson’ın efsanevi Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde Elf Prensesi Arwen rolüyle yer aldı. Çekimler Yeni Zellanda’da bir yılda tamamlandı. Liv de bir yıl orada yaşadı.



2001′de nişanlandığı müzisyen Royston Langdon’la 25 Mayıs 2003′te Karayipler’de evlendi. Haziran 2004′te hamile olduğu açıklandı. 14 Aralık 2005′te ise çiftin ilk çocuğu Milo William Langdon dünyaya geldi.

Aktrisliğin dışında, 2003′ten beri Givenchy’nin yüzü olarak görev yapıyor (Firmanın ondan önceki modeli ise Audrey Hepburn’dü). Liv, Very Irresistible Givenchy parfümünün, “Givenchy le Makeup” makyaj serisinin, “Givenchy - Ready to Wear and Accessories” kolleksiyonunun kampanyalarında yer aldı. 2005 yazında Givenchy, bir gül türüne Liv’in adını vermeye karar verdi..

Kısa Bigiler..
——————-
[*]Hiç oyunculuk dersi almadı.

[*]Oscar adayı Joaquin Phoenix’le sevgiliydiler. Şimdi ise çok yakın arkadaşlar.

[*]Annesi Bebe Buell gençliğinde Playboy modelliği de yaptı.

[*]Annesi ve kendisi gibi, anneannesi Dorothea Johnson da bir modeldi.

[*]Yarı kardeşi Mia Tyler büyük beden modelliği yapıyor.

[*]“Bongo Jeans”, “Visa Card”, “Pantene Shampoo” “Lux Shampoo”, “Valentino” gibi bazı markaların reklamlarında görev aldı.

[*]Uzun erkekleri sevdiğini söylemesine rağmen hem kocası Royston, hem de eski sevgilisi Joaquin ondan kısa.

[*]15 yaşında sigaraya başladı, 25 yaşında bıraktı.

[*]Ayakkabı numarası 45. 8O 8O

[*]Sağlık problemleri yüzünden bir süre vejeteryandı.

[*]Liv norveççe,isveççe ve danimarka dilinde “hayat” anlamına geliyor.

[*]Annesi Bebe Buell ona Liv adını verdi çünkü doğduğu hafta bir tv dergisinin kapağında Liv Ullmann vardı. Bunu gören Bebe,
kızının Ullmann gibi iyi bir oyuncu olmasını dileyerek Liv adını koydu.

[*]Arkadaşları arasında Gwyneth Paltrow, Kate Moss, Sean Lennon, Stella McCartney, Drew Barrymore da bulunuyor.

[*]Yüzüklerin Efendisi’nin çekimlerini en son gününde çok duygulanıp ağladığını söylüyor.

[*]Givenchy ile ilk tanışması; ortaokuldayken arkadaşının annesinin Organza parfümünü gizlice deneyerek olmuş.



Kendi Ağzından bi kaç söz..
———————————-


NY üzerine:
————

“NY’un en sevdiğim yanı evimde gibi hissetmem sanırım. 1977′de burada doğdum ve uzun süre burada yaşadım.Buraya çok bağlıyım. NY’ta görülecek bir sürü muhteşem şey var: harika sanat eserleri, bir sürü film, harika konserler, her türden ilginç insan. Hudson Nehri’nin üzerinde bisiklete binmeyi, köpeğimi iki blok arasında gezdirirken bile birlikte oynayabileceği yirmi köpekle karşılaşmasını, sabahın dördünde bile canım istediğinde hindili sandviç bulabilmeyi seviyorum.. Bir NY gecesinde her şey mümkündür. Bu şehir çok spontene ve sizi her zaman şaşırtabiliyor.”

Yüzüklerin Efendisi’nin insanlardaki etkisi üzerine:
—————————————————

“Yılbaşında İngiltere’de arkadaşımın evinde kalıyordum. Eşim Roy ve ben uyuyorduk. Arkadaşımın iki küçük oğlunun sesleriyle uyandım. Koridorda dolaşıyor, odaların kapılarını açıp içeri giriyorlardı. Bizim odamızın önüne geldiklerinde, daha küçük olanı tam kapıyı açmaya davranmıştı ki diğeri “Hayır! O kapıyı açma. Orda prenses yatıyor.” dedi. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. Sanırım bu, filmlerimizin insanlar üzerindeki etkisini gerçekten kavradığım ilk kezdi.”

Normal bir hayat yaşamak üzerine:
—————————————

“Çok lüks bir hayatım yok. Her tarafımda şoförler ve benim yerime her işimi halletmek için bekleyen insanlar yok. Normal bir insan gibi yaşıyorum.. Sorumluluklar olmadan yaşamanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.”

Hayat üzerine:
——————

“Hayat beni heyecanlandırıyor. Filmlerde oynamak ya da röpörtaj vermek gibi şeylerden değil, küçük, normal, günlük şeylerden bahsediyorum. Uyanmak. Giyinmek. Yemek hazırlamak. Hepsini çok heyecan verici buluyorum.”


Oynadığı Filmler..
————————


[*]Lonesome Jim (2005) …. Anika

[*]Jersey Girl (2004) …. Maya

[*]The Lord of the Rings: The Return of the King (2003) …. Arwen

[*]The Lord of the Rings: The Two Towers (2002) …. Arwen

[*]The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (2001) …. Arwen

[*]One Night at McCool’s (2001) …. Jewel

[*]Dr T and the Women (2000) …. Marilyn

[*]Onegin (1999) …. Tatyana Larina

[*]Cookie’s Fortune (1999) …. Emma Duvall

[*]Plunkett & Macleane (1999) …. Lady Rebecca Gibson

[*]Armageddon (1998) …. Grace Stamper

[*]Inventing the Abbotts (1997) …. Pamela Abbott

[*]That Thing You Do! (1996) …. Faye Dolan

[*]Çalınmış Güzellik (1996) …. Lucy

[*]Empire Records (1995) …. Corey Mason

[*]Heavy (1995) …. Callie

[*]Silent Fall (1994) …. Sylvie Warden




 

V.I.P

Old School
Kayıt
27 Ağustos 2007
Mesajlar
4.563
Beğeniler
1
Şehir
Ankara
Takımı
Fenerbahce
mariah carey alabilirmiyim (bakkaldan bişey ister gibi oldu ama)
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Mariah Carey

(27 Mart, 1970-...)

220px-Mariah_Carey_2_by_David_Shankbone.jpg


1970-1991: Erken yaşam, keşfedilme ve ilk başarılar

Mariah Carey, 27 Mart 1970'de, yarı Venezuellalı, yarı Afrika kökenli bir babanın ve İrlandalı bir annenin en küçük çocukları olarak dünyaya geldi. Fakir bir çocukluk geçiren Mariah Carey, henüz üç yaşındayken annesi ve babası ayrıldı ve üç kardeşten en küçüğü olduğu için annesinin yanında yaşamını sürdürmeye başladı. Küçük bir çocukken sesini farkeden annesi sayesinde müzik eğitimi almaya başlayan sanatçı, liseyi bitirene kadar amatör olarak müzik çalışmalarını sürdürdü. Liseyi bitirdikten sonra da profesyonel olarak çalışmak için Manhattan'a yerleşti.

Müzik kariyerine bugün çok iyi bir arkadaşı olan Brenda K.Starr'a geri vokal yaparak başladı. Bu sırada klavyeci arkadaşı Ben Margulies ile beraber şarkılar yazmaya başladı. 1990 yılında demo kasedini bir partide Sony Music'in müdürü Tommy Mottola'ya dinlettiren Carey, Mottola'nın sesine hayran olması ile aynı yıl ilk albümü "Mariah Carey"i çıkarttı. Bu albümden Vision Of Love, Love Takes Time, Someday ve I Don't Wanna Cry isimli şarkıları single olarak piyasaya sürdü ve hepsi de listelerde 1 numaraya ulaştı. "Mariah Carey" albümü çok geçmeden ABD çapında 9.5 milyon kopya satarak Carey'i üne kavuşturdu. Albümüyle ve Vision Of Love şarkısıyla Grammy ödüllerinde iki dalda aday gösterilen Carey, iki ödülü de kucakladı.

İlk albümünün başarısının verdiği güvenle birlikte Carey 1991'de "Emotions" albümünü çıkardı. Albümden Emotions, Can't Let Go ve Make It Happen single'ları çıktı ve hepsi büyük başarılara imza attı. Carey o yıl da Grammy ödüllerinde iki dalda aday gösterildi, ancak ikisinde de ödülü kazanamadı.





1992-1996: Uluslararası patlama ve devamı

Çoğunlukla ABD'de tanınan bir isim olan Carey, 1992'de konser albümü "MTV Unplugged EP" ile tüm dünyanın tanıdığı bir isim oldu. Albümden Trey Lorenz in eşlik ettiği The Jackson 5 cover'ı I'll Be There şarkısı single olarak piyasaya sürüldü. Mayıs 1993'te ise Carey Sony Music'in sahibi Tommy Mottola ile evlendi. Aynı yılda Carey üçüncü albümü "Music Box" ile tüm listeleri alt üst etti ve bu albümle 29 milyon satış yaparak ulaşılması güç bir rekora imza attı. "Music Box" halen Carey'nin en çok satan albümüdür.

Carey, "Music Box" taki başarısını 1994'te çıkardığı "Merry Christmas" isimli noel temalı albümü ile perçinledi. Albüm, tüm zamanların en çok satan noel temalı albümü oldu. Albümden Joy To The World adlı klasik noel parçasının Carey versiyonu ve Carey'nin bizzat yazmış olduğu All I Want For Christmas Is You adlı noel parçası single olarak piyasaya sürüldü.



1995'te Carey "Daydream" isimli albümünü piyasaya sürdü. Albümden önce single olarak piyasaya sürülen Fantasy isimli şarkısı listelere 1 numaradan giriş yaptı. Fantasy, Carey'nin listelere 1 numaradan giriş yapan ilk single'ı dır. "Daydream" müthiş bir başarı yakalayarak birçok ülkede satışlarda liste başı oldu, "Music Box" un kine yakın bir satış rakamı elde etti ve kritiklerce içerik bakımından Carey'nin en iyi albümü olarak kabul gördü. Albümden çıkan diğer single'lardan Boyz II Men düeti One Sweet Day ve Always Be My Baby liste başı olurken, Forever ve Open Arms belli bir başarı elde edemedi. Bunun yanında Carey "Daydream" ile Grammy ödüllerinde 6 dalda aday gösterildi, ancak hiçbirini kazanamadı.



1997-2000: Bağımsızlık ve yeni bir imaj

Halka mutlu bir evlilik olarak yansımasına rağmen, Carey Mottola'nın kendini kontrol ettiğini öne sürerek 1997'de Mottola'dan ayrıldı. Akabinde yeni albümü "Butterfly" için Honey single'ını piyasaya süren Carey, müzik tarzındaki değişikliğine rağmen bu şarkıyla da büyük başarı elde etti ve Honey, ABD listelerine 1 numaradan giriş yaptı. Şarkı Puff Daddy tarafından düzenlenmişti, ki bu da "Butterfly" ın R&B/Pop'dan daha çok R&B/Hip-Hop tarzına yakın olacağı sonucunu doğurmuştu. Albüm yayımlanınca bu tahminlerin doğru olduğunu gösterdi. "Butterfly" albümü aynı zamanda Tommy Mottola'nın esaretinden kurtuluşun ve bağımsızlığın göstergesiydi. Albüm büyük başarı elde etti ve eleştirmenlerce tarz değişiminden dolayı "yeni bir başlangıç için harika bir albüm" olarak nitelendirildi. Albümden yayımlanan My All single'ı ABD'de 1 numaraya ulaştı ve uluslararası alanda başarı sağladı.

2zrf329.jpg


1998'de "#1's" adlı toplama albümünü piyasaya süre Carey, düşünülenin aksine müziğe henüz ara vermeyeceğini, bununla beraber "#1's" in gerçek bir toplama albüm olmadığını, zira "o kadar yaşlanmadığını" ima etti. Albümde adından anlaşıldığı gibi Carey'nin 1 numaraya ulaşmış bütün şarkıları yer almaktaydı. Dört tane de yeni şarkı bulunuyordu: Sweetheart, I Still Believe, When You Believe, ve Do You Know Where You're Going To (Theme from Mahogany). When You Believe o yıl "Mısır Prensi" animasyon filminin film müziği için kaydedilmişti ve şarkıda Carey'e Whitney Houston eşlik ediyordu. Şarkı, Akademi (Oscar) ödüllerinde "En İyi Film Şarkısı" dalında ödül kazandı.

Carey 1999'da "Rainbow" albümünü piyasaya sürdü. Albüm, eleştirmenlerce Carey'nin önceki albümlerine göre zayıf bulunmasına rağmen ticari olarak iyi bir başarı sağladı. Bu albümden çıkan 1 numara single'lar ise Heartbreaker ve Thank God I Found You oldu.

2000 yılında Dünya Müzik Ödülleri'nde ise "Son 10 Yılın En İyi Sanatçısı" seçildi ve "Tüm Zamanların En Çok Satan Kadın Sanatçısı" ilan edildi. Aynı zamanda yalnızca 100 milyon ve üzeri albüm satan sanatçılara verilen "Chopard Diamond Ödülü" nü ilk alan kişi oldu.

2000-2004: İlk kariyer düşüşleri ve sallanmalar

- Resim Silinmiş.

2001 yılı ne yazık ki Carey için iyi geçmedi. Carey bu yılda başrol oynayacağı ilk film olacak olan yarı-otobiyografik film projesi "Glitter" üzerinde çalışmaya başlayacağını duyurdu. Aynı yılda çıkacak olan yeni Carey albümü ise filmin soundtrack'i olacaktı. Albüm için Virgin Records ile 80 milyon dolarlık bir anlaşma imzalayan sanatçı (bu anlaşma bugün bile en yüksek ücretli albüm anlaşmasıdır), bu dönemde pek bir başarı elde edemedi.

"Glitter" filmi ve soundtrack albümü yayımlandığı zaman Carey birçok kötü eleştiriye maruz kaldı. "Glitter" filmi "bugüne kadar çekilmiş en kötü filmlerden biri" olarak nitelendirilirken, "Glitter" albümünden yayımlanan ilk single Loverboy ABD Billboard Hot 100 listesinde 2 numaraya kadar yükselerek altın plak sertifikası aldı ve 2001 yılının en çok satılan ve dinlenen single'ı oldu; fakat devamında yayımlanan Never Too Far ve Don't Stop (Funkin 4 Jamaica) single'ları liste başarısı elde edemedi.

"Glitter" albümü yayımlandığı zaman Carey'nin en az liste başarısı gösteren albümü oldu. Birden çok platin ve elmas plak sertifikaları alan önceki albümlerinin aksine, "Glitter" ancak bir platin plak sertifikası alabildi. Kötü giden albüm satışlarının üzerine Virgin Records, Carey ile yaptığı anlaşmayı feshetti ve tazminat olarak 28 milyon dolar ödedi.

Kötü giden tek şey albüm satışları değildi. O dönem Carey, resmi internet sitesine umutsuz birkaç ses mesajı bıraktı ve mesajlar yayımlandıktan 5 saniye sonra siteden silindi. Medya tarafından Carey'nin psikolojik sağlığının iyi olmadığı öne sürüldü. Bir süre sonra Carey psikolojik yardım görmeye başladı ve yeni çalışmalar yapmaya başlamadan önce, kısa bir süre için dinlenmeye çekileceğini açıkladı. Carey'nin artık kariyerinin sona erdiği üzerine yorumlar yapılmaya başlanmıştı.

7122_0.jpg


Virgin Records'tan ayrıldıktan sonra kendine yeni bir plak şirketi arayan Carey, Island Records ile 50 milyon dolarlık bir albüm anlaşması imzaladı ve Island Records bünyesinde kendi küçük plak şirketi MonarC Music'i kurdu. 2002'de ise Carey "köklere dönüş" sloganıyla 9. albümü "Charmbracelet"ı yayımladı. Albüm, Carey'nin o yıl vefat eden babası Alfred Roy Carey'e adanmıştı. Albümden yayımlanan ilk single Through The Rain hayranlar tarafından beğenilse de pek bir başarı elde edemedi. Diğer single'lar Boy (I Need You) ve Bringin' On The Heartbreak ise listelerin epey altında kaldı. Albüm çoklu-platin sertifikası almasına rağmen satışları Carey'nin önceki albümlerine kıyasla çok düşüktü; nedeni ise "Charmbracelet"ın beklenen ilgiyi görmemesiydi. "Charmbracelet"ın gösterdiği ticari başarı "Glitter"ınkinden büyüktü, ancak "Glitter"ın başarısızlığını örtbas edemedi.

Eleştirmenlerce "Charmbracelet" albümü zayıf bulundu, bunun başlıca nedenlerinden biri albümün tınıları Carey'nin diğer albümlerine kıyasla R&B'den daha çok Pop'a dönük olduğuydu, ve bu yüzden albüm büyük ölçüde olumsuz eleştiri aldı. Eleştirmenlerin birleştiği bir başka nokta ise albümde Def Leppard cover'ı Bringin' On The Heartbreak haricinde hiç iyi şarkı bulunmadığı idi. Eleştirmenlerin dikkatini çeken bir başka nokta ise Carey'nin sesinin yıprandığı idi. "Charmbracelet"ın başarısızlığı üzerine yakınları Carey'e bir süreliğine ara vermeyi önerdi; ancak Carey reddetti ve o yıl "Charmbracelet World Tour" turnesine çıktı.



2003 yılında Carey, Busta Rhymes'a I Know What You Want isimli şarkısında eşlik etti. Şarkı Billboard Hot 100 listesinde 3 numaraya kadar yükseldi. Bundan kısa bir süre sonra Carey 2 CD'lik remiks albümü "The Remixes"ı yayımladı. Albümde Carey'nin hit şarkılarının remiks versiyonları ile I Know What You Want yer alıyordu.

2004 yılında Carey bu sefer Jadakiss'e U Make Me Wanna isimli şarkısında eşlik etti. U Make Me Wanna, I Know What You Want kadar başarılı olamasa da yayımlandığı ilk hafta Billboard listelerinde ilk 50'de kendine yer buldu ve bir sonraki hafta 21 numaraya yükseldi.

2005-2007: Parlak günlere geri dönüş

2005 yılında çıkardığı The Emancipation of Mimi albümüyle eski parlak günlerine geri döndü. Eleştirmenlerce de başarılı bulunan albüm dünya çapında yaklaşık 10 milyonluk bir satış gerçekleştirdi. 2005 yılının en çok satan bu albümünden çıkan single'lardan We Belong Together, ABD Billboard Hot 100 listesinde 14 hafta bir numarada kalarak büyük bir başarı sağladı. Bunun yanı sıra albümün üçüncü single'ı olarak piyasaya sürülen Shake It Off, We Belong Together'ın 1 numaradaki son haftasında 2 numaraya yükselerek bir ilki gerçekleştirerek, Mariah'nın ABD listelerinde bir ve iki numarada aynı haftada yer alan ilk kadın sanatçı olmasını sağladı. Bunun yanı sıra Aralık ayının son günlerinde Don't Forget About Us 1 numaraya oturdu ve Mariah Carey böylece 17 tane 1 numara şarkıyla, Elvis Presley ile birlikte en çok 1 numaraya sahip 2. sanatçı oldu.

2006 yılında 3 yıl aradan sonra "The Adventures of Mimi" (Mimi'nin Maceraları) turnesine çıktı.

superbabesmariahcarey07ut9.jpg


2008 yılının bahar aylarında vizyona girmesi beklenen, yönetmenliğini Aaron Woodley ve yapımcılığını Lee Daniels'ın yaptığı Tennessee (film) filminin çekimlerini Mart 2007 itibariyle sonlandırdı. Filmin konusu ise şöyle: "İki kardeş (Adam Rothenberg, Ethan Peck) küçükken babalarının onlara kötü davranmasına dayanamayarak Tennessee'den kaçarlar. 10 yıl sonra küçük kardeş kansere yakalandığını öğrenir. Yaşamak için tek umudu babasının vereceği iliktir. Tennessee'ye dönüşleri sırasında yolda Crystal (Mariah Carey) ile tanışırlar. Crystal bir country şarkıcısı olmak istemektedir fakat kocası bunu istememekte, onun ev hanımı olarak kalmasını tercih etmektedir. Bu yüzden kendisine sürekli şiddet uygular. Crystal, Nashville'de şansını denerken iki kardeş babalarını aramaya devam ederler."

2008: Yeni Albüm, Yeni Bir Dönem

Carey uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve yılın en çok beklenen albümlerinden biri olan 11. stüdyo albümüne E=MC² adını verdi. Bir önceki albümü, 2005 yılının en çok satan, dünya çapında 10 milyonluk satarak 18 aylık liste serüveni boyunca 3 tanesi Grammy olmak üzere sayısız ödül kazanan ve iki tane de bir numara hit çıkaran "The Emancipation of Mimi"ye gönderme yapan adıyla albümün Avrupa'da 14 Nisan 2008'de, Amerika'da ise 15 Nisan 2008 tarihinde satışa çıkmıştır.

sonyas05.jpg


Albümden çıkan ilk single "Touch My Body", Mariah Carey, C. "Tricky" Stewart ve The-Dream tarafından yazıldı. Şarkının video klibinin yönetmenliğini ise ünlü film yönetmeni Brett Ratner üstleniyor. "E=MC²" albümünde Mariah ile işbirliği yapan yapımcıların arasında Jermaine Dupri, DJ Toomp, Stargate, Will.i.am, Bryan Michael Cox, Nate "Danja" Hills ve James Poyser bulunuyor. "E=MC²"nin uygulayıcı yapımcıları ise Mariah Carey ve Island Def Jam Music Group başkanı L.A. Reid.

Eleştirmenler tarafından beğenilen "Touch My Body", Amerikan radyolarında çalındığı ilk haftasında gösterdiği başarı ile Billboard Hot 100 listesine 57 numaradan girdi.[1]. Daha sonrasında radyoda çalınma sayısına göre ilk 20'ye giren şarkı, 24 Mart 2008 tarihinde dijital olarak satışa sunulmasıyla ABD'de 286.000 kez indirilerek, Rihanna'nın Umbrella ile olan 277.000 rekorunu kırmış ve 1 numara yükselmiştir. Şarkı radyolar vasıtasıyla 130 milyon dinleyiciye ulaşmıştır ve 2 hafta 1 numarada kalmıştır. Dünya çapında İngiltere'de 5. sıraya kadar yüksek şarkı, dünya listelerinde 2 numarayı görmüştür.​
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:

V.I.P

Old School
Kayıt
27 Ağustos 2007
Mesajlar
4.563
Beğeniler
1
Şehir
Ankara
Takımı
Fenerbahce
Peki senin avatarındaki kız kim acaba geçen bir filmdede görmüştüm onuda çıkarsana Biyografi okumaya bayılırım
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
StarkDrache demiş ki:
Adam Fawer'in Biyorafisini Bulabilirmisin?
Araştırdım ama adamın kendi sitesinde bile azcık bir bilgi var.


Adam Fawer

(1970-...)

İlk romanı Olasılıksız şimdiden beş dile çevirilmiş ve en iyi ilk roman dalında 2006 International Thriller Writers Award ödülünü kazanmıştır.2008 Nisan ayındada ikinci kitabı olan "Empati" çıkmıştır.

Fawer, Pennsylvania Üniversitesi'nde lisans ve lisansüstü derecelelerini tamamlamıştır. Stanford Graduate School of Business'da MBA'ini yapmıştır. Kariyeri esnasında Fawer; Sony Music, J.P. Morgan ve son olarak da About.com gibi türlü şirketler için çalışmıştır.

Fawer, hayat arkadaşı ve oğluyla New York'ta yaşamaktadır.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Quensis demiş ki:
StarkDrache demiş ki:
Adam Fawer'in Biyorafisini Bulabilirmisin?
Araştırdım ama adamın kendi sitesinde bile azcık bir bilgi var.


Adam Fawer

(1970-...)

İlk romanı Olasılıksız şimdiden beş dile çevirilmiş ve en iyi ilk roman dalında 2006 International Thriller Writers Award ödülünü kazanmıştır.2008 Nisan ayındada ikinci kitabı olan "Empati" çıkmıştır.

Fawer, Pennsylvania Üniversitesi'nde lisans ve lisansüstü derecelelerini tamamlamıştır. Stanford Graduate School of Business'da MBA'ini yapmıştır. Kariyeri esnasında Fawer; Sony Music, J.P. Morgan ve son olarak da About.com gibi türlü şirketler için çalışmıştır.

Fawer, hayat arkadaşı ve oğluyla New York'ta yaşamaktadır.
Tam Olarak Benim Buldugum Bilgiler :mrgreen: Belki Ayrıntılı Olur Diye İstemiştim Ama Sağlık Olsun :muck:
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
StarkDrache demiş ki:
Quensis demiş ki:
StarkDrache demiş ki:
Adam Fawer'in Biyorafisini Bulabilirmisin?
Araştırdım ama adamın kendi sitesinde bile azcık bir bilgi var.


Adam Fawer

(1970-...)

İlk romanı Olasılıksız şimdiden beş dile çevirilmiş ve en iyi ilk roman dalında 2006 International Thriller Writers Award ödülünü kazanmıştır.2008 Nisan ayındada ikinci kitabı olan "Empati" çıkmıştır.

Fawer, Pennsylvania Üniversitesi'nde lisans ve lisansüstü derecelelerini tamamlamıştır. Stanford Graduate School of Business'da MBA'ini yapmıştır. Kariyeri esnasında Fawer; Sony Music, J.P. Morgan ve son olarak da About.com gibi türlü şirketler için çalışmıştır.

Fawer, hayat arkadaşı ve oğluyla New York'ta yaşamaktadır.
Tam Olarak Benim Buldugum Bilgiler :mrgreen: Belki Ayrıntılı Olur Diye İstemiştim Ama Sağlık Olsun :muck:
İşte yok adamın kendi sitesine bile baktım zaten bunlar da oradan çevirilmiş hali. :sfff:
 
Kayıt
16 Nisan 2007
Mesajlar
4.158
Beğeniler
11
Şehir
Yeşilpınar
Server
Efes
Takımı
Fenerbahce
Quensis demiş ki:
Liv Tyler

(1 Temmuz 1977-...)

tyler-liv-photo-liv-tyler-6228248.jpg


Liv Tyler(1 Temmuz 1977 Mount Sinai Hospital, New York City, New York, ABD)

Asıl adı Liv Tallarico olan, model ve müzisyen Bebe Buell ve Aerosmith’in solisti Steven Tyler’ın kızı olan Amerikalı aktris.

Liv Rundgren adıyla dünyaya geldi. Çocukluğunu Portland, Maine’de geçirdi. Annesinin o dönem birlikte olduğu Todd Rundgren’in babası olduğunu düşünerek büyüdü. 11 yaşında , yakın aile dostu olan Steven Tyler’a olan benzerliği dikkat çekince,babasının annesinin bir zamanlar ilişki kurduğu Steven Tyler olduğunu öğrendi. ve on iki yaşında babasının soyadını aldı. On dört yaşındayken annesiyle birlikte New York’a geri taşındı ve o yıl aile dostu, 80′lerin ünlü top modeli Paulina Porizkova tarafından keşfedilerek modellik yapmayı başladı. Seventeen, Interview gibi ünlü dergilerin kapağında yer aldı.



Dünyanın Liv’i tanıması ise Aerosmith’in Crazy şarkısının klibiyle oldu. Rol için Steven Tyler’ın kızı olduğu bilinmeden seçildi. Dünya çapında milyonlarca gencin sevgisini kazandı.

O yıl ilk iki filminde oynadı: Heavy ve Silent Fall. Oyunculuğu çok sevdi ve modelliği bırakmaya karar verdi. Sinema dünyasında ilk ciddi çıkışını ise Bertolucci’nin “Çalınmış Güzellik”(1996) filmiyle yaptı. Bu filmden sonra Liv de artık film yıldızı olarak anılmaya başladı ve kısa sürede Tom Hanks [ That Thing You Do! (1996)] ve Bruce Willis [ Armageddon (1998)] gibi starlarla çalışmaya başladı. Dünyanın en büyük bağımsız filmi olan; Peter Jackson’ın efsanevi Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde Elf Prensesi Arwen rolüyle yer aldı. Çekimler Yeni Zellanda’da bir yılda tamamlandı. Liv de bir yıl orada yaşadı.



2001′de nişanlandığı müzisyen Royston Langdon’la 25 Mayıs 2003′te Karayipler’de evlendi. Haziran 2004′te hamile olduğu açıklandı. 14 Aralık 2005′te ise çiftin ilk çocuğu Milo William Langdon dünyaya geldi.

Aktrisliğin dışında, 2003′ten beri Givenchy’nin yüzü olarak görev yapıyor (Firmanın ondan önceki modeli ise Audrey Hepburn’dü). Liv, Very Irresistible Givenchy parfümünün, “Givenchy le Makeup” makyaj serisinin, “Givenchy - Ready to Wear and Accessories” kolleksiyonunun kampanyalarında yer aldı. 2005 yazında Givenchy, bir gül türüne Liv’in adını vermeye karar verdi..

Kısa Bigiler..
——————-
[*]Hiç oyunculuk dersi almadı.

[*]Oscar adayı Joaquin Phoenix’le sevgiliydiler. Şimdi ise çok yakın arkadaşlar.

[*]Annesi Bebe Buell gençliğinde Playboy modelliği de yaptı.

[*]Annesi ve kendisi gibi, anneannesi Dorothea Johnson da bir modeldi.

[*]Yarı kardeşi Mia Tyler büyük beden modelliği yapıyor.

[*]“Bongo Jeans”, “Visa Card”, “Pantene Shampoo” “Lux Shampoo”, “Valentino” gibi bazı markaların reklamlarında görev aldı.

[*]Uzun erkekleri sevdiğini söylemesine rağmen hem kocası Royston, hem de eski sevgilisi Joaquin ondan kısa.

[*]15 yaşında sigaraya başladı, 25 yaşında bıraktı.

[*]Ayakkabı numarası 45. 8O 8O

[*]Sağlık problemleri yüzünden bir süre vejeteryandı.

[*]Liv norveççe,isveççe ve danimarka dilinde “hayat” anlamına geliyor.

[*]Annesi Bebe Buell ona Liv adını verdi çünkü doğduğu hafta bir tv dergisinin kapağında Liv Ullmann vardı. Bunu gören Bebe,
kızının Ullmann gibi iyi bir oyuncu olmasını dileyerek Liv adını koydu.

[*]Arkadaşları arasında Gwyneth Paltrow, Kate Moss, Sean Lennon, Stella McCartney, Drew Barrymore da bulunuyor.

[*]Yüzüklerin Efendisi’nin çekimlerini en son gününde çok duygulanıp ağladığını söylüyor.

[*]Givenchy ile ilk tanışması; ortaokuldayken arkadaşının annesinin Organza parfümünü gizlice deneyerek olmuş.



Kendi Ağzından bi kaç söz..
———————————-


NY üzerine:
————

“NY’un en sevdiğim yanı evimde gibi hissetmem sanırım. 1977′de burada doğdum ve uzun süre burada yaşadım.Buraya çok bağlıyım. NY’ta görülecek bir sürü muhteşem şey var: harika sanat eserleri, bir sürü film, harika konserler, her türden ilginç insan. Hudson Nehri’nin üzerinde bisiklete binmeyi, köpeğimi iki blok arasında gezdirirken bile birlikte oynayabileceği yirmi köpekle karşılaşmasını, sabahın dördünde bile canım istediğinde hindili sandviç bulabilmeyi seviyorum.. Bir NY gecesinde her şey mümkündür. Bu şehir çok spontene ve sizi her zaman şaşırtabiliyor.”

Yüzüklerin Efendisi’nin insanlardaki etkisi üzerine:
—————————————————

“Yılbaşında İngiltere’de arkadaşımın evinde kalıyordum. Eşim Roy ve ben uyuyorduk. Arkadaşımın iki küçük oğlunun sesleriyle uyandım. Koridorda dolaşıyor, odaların kapılarını açıp içeri giriyorlardı. Bizim odamızın önüne geldiklerinde, daha küçük olanı tam kapıyı açmaya davranmıştı ki diğeri “Hayır! O kapıyı açma. Orda prenses yatıyor.” dedi. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. Sanırım bu, filmlerimizin insanlar üzerindeki etkisini gerçekten kavradığım ilk kezdi.”

Normal bir hayat yaşamak üzerine:
—————————————

“Çok lüks bir hayatım yok. Her tarafımda şoförler ve benim yerime her işimi halletmek için bekleyen insanlar yok. Normal bir insan gibi yaşıyorum.. Sorumluluklar olmadan yaşamanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.”

Hayat üzerine:
——————

“Hayat beni heyecanlandırıyor. Filmlerde oynamak ya da röpörtaj vermek gibi şeylerden değil, küçük, normal, günlük şeylerden bahsediyorum. Uyanmak. Giyinmek. Yemek hazırlamak. Hepsini çok heyecan verici buluyorum.”


Oynadığı Filmler..
————————


[*]Lonesome Jim (2005) …. Anika

[*]Jersey Girl (2004) …. Maya

[*]The Lord of the Rings: The Return of the King (2003) …. Arwen

[*]The Lord of the Rings: The Two Towers (2002) …. Arwen

[*]The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (2001) …. Arwen

[*]One Night at McCool’s (2001) …. Jewel

[*]Dr T and the Women (2000) …. Marilyn

[*]Onegin (1999) …. Tatyana Larina

[*]Cookie’s Fortune (1999) …. Emma Duvall

[*]Plunkett & Macleane (1999) …. Lady Rebecca Gibson

[*]Armageddon (1998) …. Grace Stamper

[*]Inventing the Abbotts (1997) …. Pamela Abbott

[*]That Thing You Do! (1996) …. Faye Dolan

[*]Çalınmış Güzellik (1996) …. Lucy

[*]Empire Records (1995) …. Corey Mason

[*]Heavy (1995) …. Callie

[*]Silent Fall (1994) …. Sylvie Warden






Teşekkür ederim öptüm :muck:
 

V.I.P

Old School
Kayıt
27 Ağustos 2007
Mesajlar
4.563
Beğeniler
1
Şehir
Ankara
Takımı
Fenerbahce
Quensis demiş ki:
Mariah Carey

(27 Mart, 1970-...)

220px-Mariah_Carey_2_by_David_Shankbone.jpg


1970-1991: Erken yaşam, keşfedilme ve ilk başarılar

Mariah Carey, 27 Mart 1970'de, yarı Venezuellalı, yarı Afrika kökenli bir babanın ve İrlandalı bir annenin en küçük çocukları olarak dünyaya geldi. Fakir bir çocukluk geçiren Mariah Carey, henüz üç yaşındayken annesi ve babası ayrıldı ve üç kardeşten en küçüğü olduğu için annesinin yanında yaş****** sürdürmeye başladı. Küçük bir çocukken sesini farkeden annesi sayesinde müzik eğitimi almaya başlayan sanatçı, liseyi bitirene kadar amatör olarak müzik çalışmalarını sürdürdü. Liseyi bitirdikten sonra da profesyonel olarak çalışmak için Manhattan'a yerleşti.

Müzik kariyerine bugün çok iyi bir arkadaşı olan Brenda K.Starr'a geri vokal yaparak başladı. Bu sırada klavyeci arkadaşı Ben Margulies ile beraber şarkılar yazmaya başladı. 1990 yılında demo kasedini bir partide Sony Music'in müdürü Tommy Mottola'ya dinlettiren Carey, Mottola'nın sesine hayran olması ile aynı yıl ilk albümü "Mariah Carey"i çıkarttı. Bu albümden Vision Of Love, Love Takes Time, Someday ve I Don't Wanna Cry isimli şarkıları single olarak piyasaya sürdü ve hepsi de listelerde 1 numaraya ulaştı. "Mariah Carey" albümü çok geçmeden ABD çapında 9.5 milyon kopya satarak Carey'i üne kavuşturdu. Albümüyle ve Vision Of Love şarkısıyla Grammy ödüllerinde iki dalda aday gösterilen Carey, iki ödülü de kucakladı.

İlk albümünün başarısının verdiği güvenle birlikte Carey 1991'de "Emotions" albümünü çıkardı. Albümden Emotions, Can't Let Go ve Make It Happen single'ları çıktı ve hepsi büyük başarılara imza attı. Carey o yıl da Grammy ödüllerinde iki dalda aday gösterildi, ancak ikisinde de ödülü kazanamadı.





1992-1996: Uluslararası patlama ve devamı

Çoğunlukla ABD'de tanınan bir isim olan Carey, 1992'de konser albümü "MTV Unplugged EP" ile tüm dünyanın tanıdığı bir isim oldu. Albümden Trey Lorenz in eşlik ettiği The Jackson 5 cover'ı I'll Be There şarkısı single olarak piyasaya sürüldü. Mayıs 1993'te ise Carey Sony Music'in sahibi Tommy Mottola ile evlendi. Aynı yılda Carey üçüncü albümü "Music Box" ile tüm listeleri alt üst etti ve bu albümle 29 milyon satış yaparak ulaşılması güç bir rekora imza attı. "Music Box" halen Carey'nin en çok satan albümüdür.

Carey, "Music Box" taki başarısını 1994'te çıkardığı "Merry Christmas" isimli noel temalı albümü ile perçinledi. Albüm, tüm zamanların en çok satan noel temalı albümü oldu. Albümden Joy To The World adlı klasik noel parçasının Carey versiyonu ve Carey'nin bizzat yazmış olduğu All I Want For Christmas Is You adlı noel parçası single olarak piyasaya sürüldü.



1995'te Carey "Daydream" isimli albümünü piyasaya sürdü. Albümden önce single olarak piyasaya sürülen Fantasy isimli şarkısı listelere 1 numaradan giriş yaptı. Fantasy, Carey'nin listelere 1 numaradan giriş yapan ilk single'ı dır. "Daydream" müthiş bir başarı yakalayarak birçok ülkede satışlarda liste başı oldu, "Music Box" un kine yakın bir satış rakamı elde etti ve kritiklerce içerik bakımından Carey'nin en iyi albümü olarak kabul gördü. Albümden çıkan diğer single'lardan Boyz II Men düeti One Sweet Day ve Always Be My Baby liste başı olurken, Forever ve Open Arms belli bir başarı elde edemedi. Bunun yanında Carey "Daydream" ile Grammy ödüllerinde 6 dalda aday gösterildi, ancak hiçbirini kazanamadı.



1997-2000: Bağımsızlık ve yeni bir imaj

Halka mutlu bir evlilik olarak yansımasına rağmen, Carey Mottola'nın kendini kontrol ettiğini öne sürerek 1997'de Mottola'dan ayrıldı. Akabinde yeni albümü "Butterfly" için Honey single'ını piyasaya süren Carey, müzik tarzındaki değişikliğine rağmen bu şarkıyla da büyük başarı elde etti ve Honey, ABD listelerine 1 numaradan giriş yaptı. Şarkı Puff Daddy tarafından düzenlenmişti, ki bu da "Butterfly" ın R&B/Pop'dan daha çok R&B/Hip-Hop tarzına yakın olacağı sonucunu doğurmuştu. Albüm yayımlanınca bu tahminlerin doğru olduğunu gösterdi. "Butterfly" albümü aynı zamanda Tommy Mottola'nın esaretinden kurtuluşun ve bağımsızlığın göstergesiydi. Albüm büyük başarı elde etti ve eleştirmenlerce tarz değişiminden dolayı "yeni bir başlangıç için harika bir albüm" olarak nitelendirildi. Albümden yayımlanan My All single'ı ABD'de 1 numaraya ulaştı ve uluslararası alanda başarı sağladı.

2zrf329.jpg


1998'de "#1's" adlı toplama albümünü piyasaya süre Carey, düşünülenin aksine müziğe henüz ara vermeyeceğini, bununla beraber "#1's" in gerçek bir toplama albüm olmadığını, zira "o kadar yaşlanmadığını" ima etti. Albümde adından anlaşıldığı gibi Carey'nin 1 numaraya ulaşmış bütün şarkıları yer almaktaydı. Dört tane de yeni şarkı bulunuyordu: Sweetheart, I Still Believe, When You Believe, ve Do You Know Where You're Going To (Theme from Mahogany). When You Believe o yıl "Mısır Prensi" animasyon filminin film müziği için kaydedilmişti ve şarkıda Carey'e Whitney Houston eşlik ediyordu. Şarkı, Akademi (Oscar) ödüllerinde "En İyi Film Şarkısı" dalında ödül kazandı.

Carey 1999'da "Rainbow" albümünü piyasaya sürdü. Albüm, eleştirmenlerce Carey'nin önceki albümlerine göre zayıf bulunmasına rağmen ticari olarak iyi bir başarı sağladı. Bu albümden çıkan 1 numara single'lar ise Heartbreaker ve Thank God I Found You oldu.

2000 yılında Dünya Müzik Ödülleri'nde ise "Son 10 Yılın En İyi Sanatçısı" seçildi ve "Tüm Zamanların En Çok Satan Kadın Sanatçısı" ilan edildi. Aynı zamanda yalnızca 100 milyon ve üzeri albüm satan sanatçılara verilen "Chopard Diamond Ödülü" nü ilk alan kişi oldu.

2000-2004: İlk kariyer düşüşleri ve sallanmalar

- Resim Silinmiş.

2001 yılı ne yazık ki Carey için iyi geçmedi. Carey bu yılda başrol oynayacağı ilk film olacak olan yarı-otobiyografik film projesi "Glitter" üzerinde çalışmaya başlayacağını duyurdu. Aynı yılda çıkacak olan yeni Carey albümü ise filmin soundtrack'i olacaktı. Albüm için Virgin Records ile 80 milyon dolarlık bir anlaşma imzalayan sanatçı (bu anlaşma bugün bile en yüksek ücretli albüm anlaşmasıdır), bu dönemde pek bir başarı elde edemedi.

"Glitter" filmi ve soundtrack albümü yayımlandığı zaman Carey birçok kötü eleştiriye maruz kaldı. "Glitter" filmi "bugüne kadar çekilmiş en kötü filmlerden biri" olarak nitelendirilirken, "Glitter" albümünden yayımlanan ilk single Loverboy ABD Billboard Hot 100 listesinde 2 numaraya kadar yükselerek altın plak sertifikası aldı ve 2001 yılının en çok satılan ve dinlenen single'ı oldu; fakat devamında yayımlanan Never Too Far ve Don't Stop (Funkin 4 Jamaica) single'ları liste başarısı elde edemedi.

"Glitter" albümü yayımlandığı zaman Carey'nin en az liste başarısı gösteren albümü oldu. Birden çok platin ve elmas plak sertifikaları alan önceki albümlerinin aksine, "Glitter" ancak bir platin plak sertifikası alabildi. Kötü giden albüm satışlarının üzerine Virgin Records, Carey ile yaptığı anlaşmayı feshetti ve tazminat olarak 28 milyon dolar ödedi.

Kötü giden tek şey albüm satışları değildi. O dönem Carey, resmi internet sitesine umutsuz birkaç ses mesajı bıraktı ve mesajlar yayımlandıktan 5 saniye sonra siteden silindi. Medya tarafından Carey'nin psikolojik sağlığının iyi olmadığı öne sürüldü. Bir süre sonra Carey psikolojik yardım görmeye başladı ve yeni çalışmalar yapmaya başlamadan önce, kısa bir süre için dinlenmeye çekileceğini açıkladı. Carey'nin artık kariyerinin sona erdiği üzerine yorumlar yapılmaya başlanmıştı.

7122_0.jpg


Virgin Records'tan ayrıldıktan sonra kendine yeni bir plak şirketi arayan Carey, Island Records ile 50 milyon dolarlık bir albüm anlaşması imzaladı ve Island Records bünyesinde kendi küçük plak şirketi MonarC Music'i kurdu. 2002'de ise Carey "köklere dönüş" sloganıyla 9. albümü "Charmbracelet"ı yayımladı. Albüm, Carey'nin o yıl vefat eden babası Alfred Roy Carey'e adanmıştı. Albümden yayımlanan ilk single Through The Rain hayranlar tarafından beğenilse de pek bir başarı elde edemedi. Diğer single'lar Boy (I Need You) ve Bringin' On The Heartbreak ise listelerin epey altında kaldı. Albüm çoklu-platin sertifikası almasına rağmen satışları Carey'nin önceki albümlerine kıyasla çok düşüktü; nedeni ise "Charmbracelet"ın beklenen ilgiyi görmemesiydi. "Charmbracelet"ın gösterdiği ticari başarı "Glitter"ınkinden büyüktü, ancak "Glitter"ın başarısızlığını örtbas edemedi.

Eleştirmenlerce "Charmbracelet" albümü zayıf bulundu, bunun başlıca nedenlerinden biri albümün tınıları Carey'nin diğer albümlerine kıyasla R&B'den daha çok Pop'a dönük olduğuydu, ve bu yüzden albüm büyük ölçüde olumsuz eleştiri aldı. Eleştirmenlerin birleştiği bir başka nokta ise albümde Def Leppard cover'ı Bringin' On The Heartbreak haricinde hiç iyi şarkı bulunmadığı idi. Eleştirmenlerin dikkatini çeken bir başka nokta ise Carey'nin sesinin yıprandığı idi. "Charmbracelet"ın başarısızlığı üzerine yakınları Carey'e bir süreliğine ara vermeyi önerdi; ancak Carey reddetti ve o yıl "Charmbracelet World Tour" turnesine çıktı.



2003 yılında Carey, Busta Rhymes'a I Know What You Want isimli şarkısında eşlik etti. Şarkı Billboard Hot 100 listesinde 3 numaraya kadar yükseldi. Bundan kısa bir süre sonra Carey 2 CD'lik remiks albümü "The Remixes"ı yayımladı. Albümde Carey'nin hit şarkılarının remiks versiyonları ile I Know What You Want yer alıyordu.

2004 yılında Carey bu sefer Jadakiss'e U Make Me Wanna isimli şarkısında eşlik etti. U Make Me Wanna, I Know What You Want kadar başarılı olamasa da yayımlandığı ilk hafta Billboard listelerinde ilk 50'de kendine yer buldu ve bir sonraki hafta 21 numaraya yükseldi.

2005-2007: Parlak günlere geri dönüş

2005 yılında çıkardığı The Emancipation of Mimi albümüyle eski parlak günlerine geri döndü. Eleştirmenlerce de başarılı bulunan albüm dünya çapında yaklaşık 10 milyonluk bir satış gerçekleştirdi. 2005 yılının en çok satan bu albümünden çıkan single'lardan We Belong Together, ABD Billboard Hot 100 listesinde 14 hafta bir numarada kalarak büyük bir başarı sağladı. Bunun yanı sıra albümün üçüncü single'ı olarak piyasaya sürülen Shake It Off, We Belong Together'ın 1 numaradaki son haftasında 2 numaraya yükselerek bir ilki gerçekleştirerek, Mariah'nın ABD listelerinde bir ve iki numarada aynı haftada yer alan ilk kadın sanatçı olmasını sağladı. Bunun yanı sıra Aralık ayının son günlerinde Don't Forget About Us 1 numaraya oturdu ve Mariah Carey böylece 17 tane 1 numara şarkıyla, Elvis Presley ile birlikte en çok 1 numaraya sahip 2. sanatçı oldu.

2006 yılında 3 yıl aradan sonra "The Adventures of Mimi" (Mimi'nin Maceraları) turnesine çıktı.

superbabesmariahcarey07ut9.jpg


2008 yılının bahar aylarında vizyona girmesi beklenen, yönetmenliğini Aaron Woodley ve yapımcılığını Lee Daniels'ın yaptığı Tennessee (film) filminin çekimlerini Mart 2007 itibariyle sonlandırdı. Filmin konusu ise şöyle: "İki kardeş (Adam Rothenberg, Ethan Peck) küçükken babalarının onlara kötü davranmasına dayanamayarak Tennessee'den kaçarlar. 10 yıl sonra küçük kardeş kansere yakalandığını öğrenir. Yaşamak için tek umudu babasının vereceği iliktir. Tennessee'ye dönüşleri sırasında yolda Crystal (Mariah Carey) ile tanışırlar. Crystal bir country şarkıcısı olmak istemektedir fakat kocası bunu istememekte, onun ev hanımı olarak kalmasını tercih etmektedir. Bu yüzden kendisine sürekli şiddet uygular. Crystal, Nashville'de şansını denerken iki kardeş babalarını aramaya devam ederler."

2008: Yeni Albüm, Yeni Bir Dönem

Carey uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve yılın en çok beklenen albümlerinden biri olan 11. stüdyo albümüne E=MC² adını verdi. Bir önceki albümü, 2005 yılının en çok satan, dünya çapında 10 milyonluk satarak 18 aylık liste serüveni boyunca 3 tanesi Grammy olmak üzere sayısız ödül kazanan ve iki tane de bir numara hit çıkaran "The Emancipation of Mimi"ye gönderme yapan adıyla albümün Avrupa'da 14 Nisan 2008'de, Amerika'da ise 15 Nisan 2008 tarihinde satışa çıkmıştır.

sonyas05.jpg


Albümden çıkan ilk single "Touch My Body", Mariah Carey, C. "Tricky" Stewart ve The-Dream tarafından yazıldı. Şarkının video klibinin yönetmenliğini ise ünlü film yönetmeni Brett Ratner üstleniyor. "E=MC²" albümünde Mariah ile işbirliği yapan yapımcıların arasında Jermaine Dupri, DJ Toomp, Stargate, Will.i.am, Bryan Michael Cox, Nate "Danja" Hills ve James Poyser bulunuyor. "E=MC²"nin uygulayıcı yapımcıları ise Mariah Carey ve Island Def Jam Music Group başkanı L.A. Reid.

Eleştirmenler tarafından beğenilen "Touch My Body", Amerikan radyolarında çalındığı ilk haftasında gösterdiği başarı ile Billboard Hot 100 listesine 57 numaradan girdi.[1]. Daha sonrasında radyoda çalınma sayısına göre ilk 20'ye giren şarkı, 24 Mart 2008 tarihinde dijital olarak satışa sunulmasıyla ABD'de 286.000 kez indirilerek, Rihanna'nın Umbrella ile olan 277.000 rekorunu kırmış ve 1 numara yükselmiştir. Şarkı radyolar vasıtasıyla 130 milyon dinleyiciye ulaşmıştır ve 2 hafta 1 numarada kalmıştır. Dünya çapında İngiltere'de 5. sıraya kadar yüksek şarkı, dünya listelerinde 2 numarayı görmüştür.​
Teşekkür ettim bende hastayım buna 8)
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Paris Hilton (1981 - .... )

3930.jpg


17 Şubat 1981 yılında ABD, New York'ta doğdu.

Hilton otellerinin varisi olarak tanınmaktadır. Emlak Kralı Richard Hilton ve Kathy Richards’ın dört çocuğundan en büyükleridir. Kendisi gibi sosyetik ünlü olan kız kardeşi, Nicky Hilton, Barron Hilton ve Conrad Hilton adında iki erkek kardeşi vardır.

Hilton çocukluğunda yardım kermeslerinde modellik yaparak New York ve Los Angeles’ta büyümüştür. 19 yaşında Donald Trump’ın modellik ajansı T Management ile bir sözleşme imzalamış ayrıca Ford Modellik Ajansı ile de çalışmıştır. Iceberg, Vodka, GUESS, Tommy Hilfiger, Cristian Dior gibi dünyaca ünlü bir çok markanın reklam kampanyalarında da görülmüştür.

Her ne kadar sosyete dünyasının ünlüsü olarak tanınsa da Paris'i, esas üne kavuşturan olay erkek arkadaşı Rick Solomon ile çekilmiş seks videosunun 2003 yılında internette yayılmaya başlamasıdır. O sıralar Paris 19 Rick ise 30 yaşındadır. Bu video tam da Paris Hilton’un Fox kanalı için, Lionel Richie’nin evlatlık kızı Nicole Richie ile çekmekte olduğu Simple Life adlı reality şovunun gösterime girmesinde kısa bir süre önce ortaya çıkmıştır. Ardından dizi reyting patlamaları yaşamış ve bir kaç sezon devam etmiştir.

Bu şov, iki ünlünün alışık oldukları modern ve lüks hayattan uzakta, cep telefonu ve kredi kartı gibi kolaylıklar olmadan yaşadıkları maceraları anlatmaktaydı. Bunun yanı sıra Paris, Nine Lives (2002), Raising Helen (2004), The Hillz (2004), and House of Wax (2005) adlı filmlerde de rol almıştır.

Kendi adını verdiği müzik albümü, 22 Ağustos 2006’da piyasaya sürülmüş ve Amerikan Billboard listelerinde 6 numaraya kadar yükselmiştir. Paris, 2004 yılı FHM Dünyanın En Sexi Kadını sıralamasında 3.lüğü almıştır.

New York Times bestseller olan Confessions of an Heiress: A Tongue-in-Chic Peek Behind the Pose adlı bir kitap çıkarmıştır; kitap kendi resimlerini ve bir miras yedi yaşamından tavsiyeler içermektedir. Kitabın başarısı nedeniyle ikinci bir kitap daha çıkarmıştır.

Your Heiress Diary: Confess It All To Me. Forbes dergisine göre Paris 2005-2006 yılında 7 Milyon Dolar kazanmıştır ve servetinin 30-50 Milyon Dolar arasında olduğu tahmin edilmektedir.


Paris Hilton Resimlerini Görmek İçin Tıklayınız.
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Galileo Galilei

(1564 - 1642)

- Resim Silinmiş.

Modern fiziğin ve teleskobik astronominin kurucularından olan İtalyan bilim adamı.

1564'te İtalya'nın Pisa şehrinde doğdu. Dönemi­nin tanınmış müzikçilerinden Vincenzo Galile­i'nin oğlu olan Galileo, ilk tahsilini Floransa'da yaptı. 1581'de Pisa Üniversitesinde tıp tahsiline başladı, ancak parasızlıktan okulu terk etti. 1583'ten itibaren matematiğe ilgi duyan Galileo, bu konudaki çalışmaları sayesinde 1589'da Pisa'da profesörlük elde etti.

Sarkacın, yüzen cisimlerin ve hareketin Aristo fiziğinden farklı bir düşünceyle matematiksel olarak ele alınması gerektiğine inanan Galileo, Pisa Kulesinden ağırlık düşürerek Aristo'nun yan­lışlığını açıkça gösterdi. Bu davranışı yaşlı profe­sörlerle anlaşmazlığa düşmesine sebep oldu. 1592'de Pisa'yı terk ederek, Padova Üniversitesi matematik kürsüsüne geldi.

1597'de pratikte çok faydası olan pusulayı ticari olarak piyasaya arz etti. 1600 senesinden hemen sonra ilkel bir termometre, insan kalp atışının ölçümünde kullanılmak üzere bir sarkaç ve 1604'te serbest düşüşün matematik kanunlarını keşfetti. Ancak düzgün ivmeli hareket kavramı hatalıydı. 1609'da Hollanda'da teleskopun bulunduğunu işitti. Kendisi daha ileri bir alet yaparak bunu astronomi gözlemlerinde kullandı. 1610' da aydaki dağlar, yıldız kümeleri ve Samanyolu üzerine ilk tespitlerini yayınladı. Bu arada Jupiter'in dört uydusunun varlığını bildirdi. Bu kitabı çok ilgi uyandırdı ve Floransa'da saray matematikçisi olmasını sağladı. Hemen sonra Venüs gezegeninin devreleri ve Satürn’ün şekli hakkında bilgi verirken, astronomideki Ptolemy (Batlamyus) sistemini tartıştı.

1611'de Roma'ya gitti ve oradaki Bilim Akademisi'ne üye seçildi. Floransa'ya dönüşünde hidrostatik üzerine pek çok profesörün itirazına sebep olan kitabı ile 1613'te güneş lekeleri üzerine yazdığı eserini yayınladı. Bu eserinde Kopernik sistemini açık bir şekilde müdafaa etti. Bundan dolayı papazların ağır hücumuna uğradı. 1615'te bizzat Roma'ya giderek iddiasını müdafaa eti. Ancak 1616'da Papa Beşinci Paul tarafından kitaplarını tetkik için bir komisyon kuruldu. Bu komisyon Galileo'nun kitaplarını yasaklamadı. Sadece dünyanın döndüğü iddiasından vazgeçmesini istedi.

Galileo, bir müddet bilimin pratik yönüne döndü, mikroskobu geliştirdi. Ancak 1618'de üç kuyruklu yıldızın görülmesiyle kiliseyle münakaşaya girdi. Arkadaşının Sekizinci Urban olarak Papa seçilmesinden cesaret alarak yazdığı "İki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar" adlı eserini 1632'de yayınladı. Ancak kitabı daha önce yapılan uyarılarla çeliştiği söylentilerine rağmen Roma’da mahkemeye çağrıldı. 1633'te bu kitap yasaklandı ve kendisi müebbet hapse mahkum edildi.

Yetmiş yaşında hapsedilen Galileo'nun gözleri kör oldu ve 1642 yılında hapiste öldü.

Galileo Galilei ile ilgili özlü sözler

* Hiçbir şey keşfetmeksizin büyük meseleleri uzun uzadıya anlatmak yerine, keşke bir tek olgu, hatta küçük bir şey keşfetseydim.
* Tabiyatın kitabı, matematiksel sembollerle yazılmıştır.
* İki gerçek birbiriyle asla çelişmez.
* İnsana hiçbir şey öğretemezsin; öğrenmeyi ancak kendi içinde bulacağını öğretebilirsin.
* Kainat dediğimiz kitap ,yazıldığı dil ve harfler öğrenilmedikçe anlaşılamaz.O, matematik dilinde yazılmış;harfleri üçgen, daire ve diğer geometrik şekillerdir.Bu dil ve harfler olmaksızın kitabın bir tek sözcüğünü anlamaya olanak yoktur.
* Her şeyi bilme şeklindeki bu kendini beğenmiş küstahlığın temeli hiçbir zaman hiçbir şeyi anlamamış olmaktan başka birşey değildir. Bir kerecik bile olsa, tek bir şeyi tam olarak anlama deneyimi olan ve bilginin nasıl elde edildiğini gerçekten duyumsamış olan bir kimse, kendisinin hiç anlamadığı, sonsuz sayıda başka hakikatlerinde var olduğunu fark eder.
* Yine de dönüyor!
* Evrenin kitabı matematik diliyle yazılmıştır.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Hilary Duff

(28/09/1987-...)


- Resim Silinmiş.

1987 doğumlu Hilary Erhard Duff, sanat hayatına 6 yaşındayken kardeşi Haylie Katherine Duff ile birlikte “The Nutcracker Suite” balesinde yer alarak başladı. Aktrisliği sürdürme kararı alan Duff, ailesiyle birlikte Kalifornya’ya gelerek burada “True Women”(1997) ve “Playing By Heart”(1998) adlı televizyon projelerinde bulundu. İlk ciddi deneyimini 1998 filmi “Casper Meets Wendy”deki ‘Wendy’ rolüyle yaşayan genç sanatçı, 1999 yılında “The Soul Collector” filmindeki rolüyle Genç Artistler Ödülleri’nden “Televizyondaki En iyi Perfromans” ödülünü kazandı.



Hilary Duff, NBC’nin “Daddio” dizisinin pilot çekimleri sırasındaki oyunculuğuyla birçok kişinin dikkatini çekerken, “Lizzie McGuire” adlı çocuk dizisindeki performansıyla kendi yaşındaki çocukları peşinden sürüklemeyi başardı.

Dizinin filmi “The Lizzie McGuire Movie”de de rol alan Duff, bu filmin başarısının ardından 2002 filmi “Human Nature” ile oyunculuğunu tazaledi. Aynı sene Disney’in “Cadet Kelly” filminde de rol alan genç oyuncu, ilk albümü “Santa Claus Lane”i de çıkartarak müzik piyasasına ilk adımını atmış oldu. Albümden çıkan single “Tell Me A Story” sanatçıya altın plak getirirken, 2003 filmi “Agent Cody Banks”de rol alan Duff, böylece en ciddi sinema projesini gerçekleştirmiş oldu.

2003’deki “Cheaper By Dozen” filminin yanısıra, 2. albümü “Metamorphosis” ile sevenleriyle buluşan Hilary Duff, bu albümle Amerika listelerinde 1 numara olmayı başardı. Albümden çıkan single “So Yesterday” Amerika listelerinde 1 numara olurken, parçanın klibi MTV’de kendine sıkça yer buldu.

2004 yılında romantik komedi filmi “A Cinderella Story”de rol alan Hilary Duff, aynı sene rol aldığı “Raise Your Voice” ile eleştirmenlerin negatif yorumlarıyla karşılaştı. 3. albümü “Hilary Duff” ile müzik piyasasına geri dönen sanatçı, bu albümle Amerika listelerinde 2 numara olurken, albüm sanatçıya platin plak kazandırdı.

2005 senesindeki devam filmi “Cheaper By Dozen II” dan sonra, “The Perfect Man” ile beyaz perdede gözüken Hilary Duff, aynı sene 4. albümü “Most Wanted” ile derleme bir albüme imza attı. Albüm, Amerika listelerinde iki hafta boyunca 1 numarada kalırken, sanatçı 2006 senesinde “Material Girls” filminde kardeşi Haylie Duff ile birlikte rol aldı.

2007 senesinde animasyon filmi “Foodfight!”a sesiyle katılacak Hilary Duff, aynı zamanda “Brand Hauser: Stuff Happens” filminde John Cusack ile birlikte perdelere yanısyacak. Yeni albümünü 2007 Şubat ayında piyasaya süreceğini belirten Duff, albümden çıkan ilk single “Play With Fire”dan sonra verdiği demeçlerde, albümün sound’unda elektronik altyapılar olacağını belirtiyor.




 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Yukarı Alt